Ciddi ve hafif seyirli 113 akciğer dışı tüberküloz olgusunun karşılaştırmalı olarak değerlendirilmesi

Tüberküloz (TB), halen fatalitesi yüksek olan, insanoğlunun bilinen en eski hastalıklarından birisidir. Bu çalışmada, Ocak 2001-Temmuz 2006 tarihleri arasında hastanemize başvuran insan immünyetmezlik virusu (HIV) seronegatif 113 akciğer dışı tüberküloz (ADTB) olgusu prospektif olarak izlenmiş; olgu...

Ausführliche Beschreibung

Gespeichert in:
Bibliographische Detailangaben
Veröffentlicht in:Mikrobiyoloji bülteni 2008, Vol.42 (3), p.399-406
Hauptverfasser: ARSLAN, Hande, TURUNÇ, Tuba, ERMİŞ, Hilal, DEMİROĞLU, Yusuf Ziya, KARATAŞLI, Meltem, ALIŞKAN, Hikmet, HABEŞOĞLU, Mehmet Ali, ÇOLAKOĞLU, Şule, ŞEN, Nazan
Format: Artikel
Sprache:tur
Online-Zugang:Volltext
Tags: Tag hinzufügen
Keine Tags, Fügen Sie den ersten Tag hinzu!
Beschreibung
Zusammenfassung:Tüberküloz (TB), halen fatalitesi yüksek olan, insanoğlunun bilinen en eski hastalıklarından birisidir. Bu çalışmada, Ocak 2001-Temmuz 2006 tarihleri arasında hastanemize başvuran insan immünyetmezlik virusu (HIV) seronegatif 113 akciğer dışı tüberküloz (ADTB) olgusu prospektif olarak izlenmiş; olgular ciddi ve hafif seyirli ADTB olmak üzere iki gruba ayrılarak, demografik özellikleri, klinik ve laboratuvar bulguları ve tedaviye yanıtları karşılaştırılmıştır. Çalışmaya alınan olguların yaşı 16-78 yıl arasında değişmekte olup (ortalama yaş: 46.3 ± 16.9 yıl), 64 (%56.6)'ü kadındır. Olguların 49 (%43.3)'unda ciddi, 64 (%56.6)'ünde ise hafif seyirli ADTB saptanmış, en sık tutulan bölgenin lenf nodu (%43.3) olduğu, bunu %12.4'lük oranlarla plevra ve vertebra tutulumunun izlediği belirlenmiştir. Olguların 35 (%30.9)'inde altta yatan hastalık varlığı (diabetes mellitus: %15; kronik böbrek yetmezliği: %11.5; malignite: %4.4), 13 (%11.5)'ünde TB geçirme öyküsü, 25 (%22.1)'inde ise TB ile temas öyküsü saptanmıştır. Hastaların 19 (%16.8)'unda örneklerin direk mikroskopisinde aside dirençli basil (ARB) varlığı belirlenmiş, 25 (%22.1) hastanın örneklerinde ise Lowenstein-jensen besiyerinde yapılan kültürlerde üreme tespit edilmiştir. Olguların 89 (%78.7)'unda tanı histopatolojik olarak konulmuştur. Ciddi ve hafif seyirli ADTB olguları karşılaştırıldığında; ciddi seyirli ADTB tutulumunun erkeklerde daha sık olduğu (p= 0.01); kültürde üreme ve ARB pozitifliği oranlarının da ciddi seyirli olgularda daha yüksek olduğu (sırasıyla, p= 0.0004 ve p= 0.001) belirlenmiştir. Ciddi seyirli olgularda mortalite oranı da yüksek (p= 0.046) bulunmuştur. ADTB tanısı konulan hastalar, dörtlü veya beşli antitüberküloz ajanlar ile tedavi edilmiştir. Tedavide izoniazid (300 mg/gün, 6-12 ay), rifampisin (600 mg/gün, 6-12 ay), etambutol (1500 mg/gün, 2-4 ay), pirazinamid (2000 mg/gün, 2-4 ay) ve streptomisin (1 g/gün, 45-60 gün) kullanılmıştır. Olguların %13.3'ünde tedaviye bağlı olarak yan etki ortaya çıkmış (en sık gastrointestinal intolerans: %53.3 ve hepatit: %40), ancak hiçbirisinde tedavi yarıda kesilmemiştir. Olguların 14 (%12.4)'üne ise cerrahi tedavi uygulanmıştır. Sonuç olarak, ülkemiz gibi tüberküloz açısından endemik olan ülkelerde, ADTB olgularının epidemiyolojik ve klinik özelliklerinin daha geniş seriler ile araştırılmasının, hastalığın erken tanı ve tedavisi açısından önemli olduğu düşünülmüştür. Tuberculosis, one of the oldest diseases of human beings, has still high mortalit
ISSN:0374-9096