Hipospadiyas onarımı sonrası gelişen fistüllerin değerlendirilmesi

Bu çalışmanın amacı kliniğimizde 1995-2000 yılları arasında yapılan hipospadiyas onarımlarından sonra gelişen fistüllerin hipospadik meanın yerleşimi, hastanın yaşı ve kullanılan sütür materyali ile ilişkisini retrospektif olarak incelemektir. Yaşları 7 ay ile 32 yıl arasında değişen 124 hastaya hip...

Ausführliche Beschreibung

Gespeichert in:
Bibliographische Detailangaben
Veröffentlicht in:Türk üroloji dergisi 2001, Vol.27 (3), p.328-331
Hauptverfasser: DORAN, Ş, BAYAZIT, Y, SATAR, N, ÜNSAL, İ, ARIDOĞAN, İ. A
Format: Artikel
Sprache:tur
Schlagworte:
Online-Zugang:Volltext
Tags: Tag hinzufügen
Keine Tags, Fügen Sie den ersten Tag hinzu!
Beschreibung
Zusammenfassung:Bu çalışmanın amacı kliniğimizde 1995-2000 yılları arasında yapılan hipospadiyas onarımlarından sonra gelişen fistüllerin hipospadik meanın yerleşimi, hastanın yaşı ve kullanılan sütür materyali ile ilişkisini retrospektif olarak incelemektir. Yaşları 7 ay ile 32 yıl arasında değişen 124 hastaya hipospadiyas onarımı uygulandı. Hastaların 100'ü 15 yaş ve altında (%80.6), 24'ü 16 yaş ve üzerinde (%19.4) idi. Hastaların 25'inde (%20.2) hipospadik mea penisin posteriyorunda, 37'sinde (%29.8) ortada, 62'sinde (%50) anteriorda idi. Hastaların 22'sine MAGPI, 68'ine Mathieu, 31'ine transvers island flap, 1'ine Dennis Brown, 2'sine greftle onarım ameliyatları uygulandı. Vakaların 77'sinde poliglaktin, 33'ünde polidiyoksanon, 14'ünde katgüt sütür materyali olarak kullanıldı. Hastaların takip süresi 4-50 ay (20 ay ört.) arasında değişmekteydi. Hastaların 30'unda (%24.2) fistül geliştiği gözlendi. Bunlardan 7'si (%5.6) posteriyor, 9'u (%7.3) orta, 14'ü (%11.3) anterior hipospadyas onarımı sonrası gözlendi. Fistül gelişen 30 vakanın 27'sinde poliglaktin, 3'ünde polidiyoksanon kullanılmıştır. Poliglaktin kullanıldıktan sonra fistül gelişen 27 (%21.7) vakanın 13'ünde (%43.3) mea anterior, 8'inde (%26.6) orta, 6'sınde (%20) ise posteriyor yerleşimliydi. Polidiyoksanon kullanıldıktan sonra fistül gelişen 3 (%2.4) vakanın 1'inde (%3.3) mea anterior, 1'inde (%3.3) orta, 1'inde (%3.3) posteriyor yerleşimliydi. MAGPI yapılan 22 hastanın 6'sında (%27.2), Mathieu yapılan 68 hastanın 16'sında (%23.5), transvers island flap yapılan 31 hastanın 8'inde (%25.8) fistül geliştiği saptanmıştır. Bu sonuçlar göstermiştir ki postoperatif fistül oluşumuna anterior hipospadiyas onarımlarından sonra daha sık rastlanmaktadır, bizim serimizde bunun yaşla bağlantısı gösterilememiştir.Ameliyat teknikleri arasında postoperatif fistül gelişimi açısından anlamlı bir fark bulunmamaktadır. Ancak özellikle polidiyoksanon sütür materyali kullanıldığında fıstül gelişme oranı oldukça düşüktür. Bu yüzden hipospadiyas cerrahisinde monofilaman sütür materyallerinin kullanılmasının ve hipospadik meanın lokalizasyonuna göre en basit operasyon tekniğinin seçilmesinin başarı oranını yükselteceği kanısındayız. The relationship between fistula formation and urethra! meatus, patient's age and the suture material used during surgery was evaluated in the patients who underwent hypospadias repair in our department between July 1995 and June 2000. One hundred-twenty-four patients with age at the time of surgery ranged
ISSN:1300-5804