Bir Türk kohortunda plazma homosistein, folat ve B12 vitamini düzeylerinin koroner arter hastalığı risk faktörü olarak önemi
Plazma homosistein düzeylerindeki yükselme, son yıllarda bağımsız yeni bir koroner arter hastalığı (KAH) risk faktörü olarak önem kazanmıştır. Ancak, bu yeni KAH risk faktörünün Türk toplumundaki klinik önemi yeterince bilinmemektedir. Bu amaçla, çalışmamızda, bir Türk kohortunda, plazma homosistein...
Gespeichert in:
Veröffentlicht in: | Türk Kardiyoloji Derneği arşivi 2000, Vol.28 (8), p.481-488 |
---|---|
Hauptverfasser: | , , , , , , , , , , |
Format: | Artikel |
Sprache: | tur |
Schlagworte: | |
Online-Zugang: | Volltext |
Tags: |
Tag hinzufügen
Keine Tags, Fügen Sie den ersten Tag hinzu!
|
Zusammenfassung: | Plazma homosistein düzeylerindeki yükselme, son yıllarda bağımsız yeni bir koroner arter hastalığı (KAH) risk faktörü olarak önem kazanmıştır. Ancak, bu yeni KAH risk faktörünün Türk toplumundaki klinik önemi yeterince bilinmemektedir. Bu amaçla, çalışmamızda, bir Türk kohortunda, plazma homosistein düzeyi ve bu düzeyin belirlenmesinde rol oynayan plazma folat ve B12 vitamini ile KAH arasındaki ilişki araştırıldı. KAH tanısı konmuş 168 kişiden oluşan hasta grubu ile 126 sağlıklı kişiden oluşan kontrol grubunda plazma homosistein, folat ve B12 vitamini düzeyleri ile diğer konvansiyonel risk faktörleri incelendi. KAH grubunda plazma homosistein düzeyi kontrol grubuna göre anlamlı olarak daha yüksek bulundu (geometrik ortalama 12.6 [95% CI 12.4-12.8], 11.1 [10.8-11.3] µmol/L; p=0.001). Homosistein değerleri beşlik gruplara (quintil) ayrıldığında birinci gruba göre ikinci, üçüncü, dördüncü ve beşinci gruplarda KAH riskinde anlamlı artış saptandı (yaşa göre düzeltilmiş odds oranları 1.43, 1.87, 2.15, 2.37; p=0.05). Ayrıca kontrol grubu homosistein düzeyinin %90'nı üzerindeki olgular bu değerin altındaki olgular ile karşılaştırıldığında KAH için yaşa göre düzeltilmiş odds oranı 2.35 (%95 CI, 1.21-4.74, p=0.009) belirlendi. Plazma homosistein düzeyini, diğer risk faktörleri ile birlikte çok-değişkenli analiz ile değerlendirdiğimizde homosisteinin bağımsız bir risk faktörü olarak kaldığını gördük. (p=0.02). Plazma folat düzeyi ortalamaları açısından hasta ve kontrol grupları arasında fark yoktu (8.1±3.5 vs 8.8±4.1 ng/ml; p=0.1). Bununla birlikte, kontrol grubu folat düzeyinin %10'u altındaki olguların KAH için odds oranı 2.05 (%95 CI, 1.02-4.11, p=0.03) bulundu. B12 vitamini düzeyleri açısından da iki grup arasında fark yoktu (341±137, 357±163 pmol/L; p=0.3). Ancak, kontrol grubu B12 düzeyinin %10'u altındaki olgularda KAH için odds oranında anlamlı artış görülmedi (1.19; (% 95 CI, 0.51-2.80(, p=0.6). Diğer taraftan, plazma folat ve B12 konsantrasyonları ile homosistein düzeyi arasında anlamlı ters ilişki saptandı (r=-0.37, p<0.0001; r=-0.29, p=0.001). Sonuç olarak, artmış plazma homosistein düzeyinin Türk toplumunda bağımsız KAH risk faktörü olabileceği kanısına varıldı.
Elevated levels of plasma homocysteine has emerged to be a new independent risk factor for coronary artery disease (CAD), but its importance in Turkish population is not well known. The present case-control study was designed to examine the relation between plasma homocysteine and CAD; and to |
---|---|
ISSN: | 1016-5169 |