Bir köpekte eş zamanlı seyreden ovaryan remnant sendromu, bulaşıcı veneral tümör ve stump pyometra olgusu

Bu çalışmada, iki haftadır devam eden vagina kökenli kanama şikayeti ile getirilen, kısırlaştırılmış, 2.5 yaşlı ve 26 kg vücut ağırlığına sahip melez dişi bir köpeğin klinik ve patolojik değerlendirilmesi yapıldı. Olgunun 6 aylıkken ovaryohisterektomi ameliyatı geçirmiş olmasına rağmen erkek köpekle...

Ausführliche Beschreibung

Gespeichert in:
Bibliographische Detailangaben
Veröffentlicht in:Veteriner fakultesi dergisi 2010, Vol.16 (4), p.675-680
Hauptverfasser: SONTAŞ, Hasan, ARUN, Seçkin, YILMAZ, Özge Turna, ALTUN, Demet, EKİCİ, Hayri, ŞENÜNVER, Adem
Format: Artikel
Sprache:tur
Schlagworte:
Online-Zugang:Volltext
Tags: Tag hinzufügen
Keine Tags, Fügen Sie den ersten Tag hinzu!
Beschreibung
Zusammenfassung:Bu çalışmada, iki haftadır devam eden vagina kökenli kanama şikayeti ile getirilen, kısırlaştırılmış, 2.5 yaşlı ve 26 kg vücut ağırlığına sahip melez dişi bir köpeğin klinik ve patolojik değerlendirilmesi yapıldı. Olgunun 6 aylıkken ovaryohisterektomi ameliyatı geçirmiş olmasına rağmen erkek köpeklere ilgi gösterdiği hatta çiftleştiği anamnez olarak alındı. Yapılan klinik muayenede, vagina kökenli kanama ve orificium urethralis externa'nın önünde, sol lateral duvarda yaklaşık 50 mm çapında, sert ve karnıbahar biçiminde bir oluşum tespit edildi. Total lökosit sayısında artış ve hiperglisemi saptandı. Vaginal sitolojide nötrofiller, eritrositler, bulaşıcı veneral tümör hücreleri, intermediyer ve parabazal hücreler tespit edildi. Abdominal ultrasonografi ile her iki böbreğin gerisindeki ovaryumlar ve bunlarla bağlantı halinde olan cornu uteriler ile uyumlu parçalar anekoik yapıda görüntülendi. Median hattan yapılan laparatomi ile ovaryum ve uterus olduğu düşünülen dokular uzaklaştırıldı. Bu dokuların histopatolojik yoklamalarında pyometra ve sol ovaryumda kist ve papiller hiperplazi teşhis edildi. Olguya 7 hafta boyunca, haftada bir kez vincristine, %0,9'luk sodyum klorür solüsyonu ile birlikte infüzyon şeklinde uygulandı. İlk uygulamanın ardından kanamanın durduğu ve lezyonun küçüldüğü saptandı. Ancak dördüncü haftadan son uygulamaya kadar lezyonun büyüklüğünde ve renginde bir değişikliğin olmadığı tespit edildi. Tedaviden 10 ay sonra yapılan kontrolde, kanamanın bulunmadığı görüldü ve kitle tespit edilemedi. A 2.5-year-old, cross-breed bitch weighing 26 kg, was presented with two weeks history of vaginal bleeding. The bitch had undergone an ovariohysterectomy when it was 6 months old, and it had been regularly showing attractiveness to male dogs and even being mated with free-roaming dogs. On physical examination, the animal appeared healthy with no abnormalities other than vaginal bleeding. Upon vaginal digital palpation and vaginoscopic examination, an area of rough, cauliflower-like mucosa approximately 50 mm in diameter was determined on the left lateral wall just cranial to the urethral orifice. The dog had leukocytosis and hyperglycemia. Vaginal cytology revealed huge numbers of red blood cells, neutrophils, transmissible venereal tumor cells and some degree of intermediate and parabasal cells. Abdominal ultrasonography demonstrated two cystic structures with anechoic areas next to each kidney. The residual ovaries with cystic uterine remnants were re
ISSN:1300-6045
1309-2251