Demre Aziz Nikolaos kilisesi topluluğundaki travmaların paleoepidemiyolojik analizi

Savaşlardan yaşam biçimine kadar birçok nedenle ilişkilendirilen travmalar, paleopatolojide yoğun olarak çalışılan bir konudur. Bu çalışma, Aziz Nikolaos Kilisesi'nden gün ışığına çıkarılan, Geç Bizans ve Yakınçağ dönemlerine tarihlendirilen iki grup üzerinde yürütülmüştür. Kafatası ve gövde is...

Ausführliche Beschreibung

Gespeichert in:
Bibliographische Detailangaben
Veröffentlicht in:Edebiyat Fakültesi dergisi (Hacettepe Üniversitesi) 2009, Vol.26 (2), p.97-113
1. Verfasser: ERDAL, Ömür Dilek
Format: Artikel
Sprache:tur
Schlagworte:
Online-Zugang:Volltext
Tags: Tag hinzufügen
Keine Tags, Fügen Sie den ersten Tag hinzu!
Beschreibung
Zusammenfassung:Savaşlardan yaşam biçimine kadar birçok nedenle ilişkilendirilen travmalar, paleopatolojide yoğun olarak çalışılan bir konudur. Bu çalışma, Aziz Nikolaos Kilisesi'nden gün ışığına çıkarılan, Geç Bizans ve Yakınçağ dönemlerine tarihlendirilen iki grup üzerinde yürütülmüştür. Kafatası ve gövde iskeletleri üzerinde gözlemlenen travmalar frekansları, nedenleri ve Geç Bizans'tan Yakınçağ'a meydana gelen değişimi açısından incelenmiştir. Geç Bizans dönemine tarihlendirilen 20 kafatasının % 25'inde travma tespit edilmiştir. Yakınçağ'da ise 33 bireyin % 18'inde kafatası travması belirlenmiştir. Gövde yaralanmaları nın sıklığı erken dönemde % 30, geç dönemde ise % 25'dir. Travmalar cinsiyetler açısından da karşılaştırılmıştır. Buna göre, erkeklerdeki travmalar Geç Bizans döneminde Yakınçağ'dan daha yüksek bulunmuştur. Ancak, erkeklerin tersine, kadınlarının sahip olduğu travma sıklığı Yakınçağ'da daha yüksektir. Sıklığı farklılaşsa da, travmaların gövdedeki dağılımları ve biçimleri her iki dönemde de birbirlerine benzerdir. Bu benzerlik, yaralanmaya neden olan faktörlerin de benzer olduğunu işaret etmektedir. Geç Bizans ve Yakınçağ bireylerinin sahip olduğu travmalardan dolayı yaşamını yitirmemiş olması, yaralanmaların düşme, çarpma ve vurma gibi günlük yaşamla ilişkili kazalardan kaynaklanmış olabileceğini işaret etmektedir. Deniz kenarında bulunmasından dolayı, halen yapılmakta olan balıkçılığın geçmişte de önemli bir geçim kaynağı olduğu ifade edilebilir. Ayrıca, Demre denizi ticaret yolu olarak da kullanmıştır. Denizin yanı sıra, Demre Çayı tarafından sulanan verimli ova tarım için kullanılmıştır. Tarıma dayalı yaşam biçimi, ekim, dikim, ürünü hasat etme, ürünü öğütme, ürünün pazarlanması, yiyecek hazırlanması, hayvan bakımı, süt sağma ve ip yapma gibi birçok aktiviteyi içerdiği için sürekli hareket etmeyi gerektirmektedir. Dolayısıyla, bu yaşam biçiminin travmaların etiyolojisinde önemli bir yerinin olduğu belirlenmiştir. Bölge insanının, ev yapımı, ısınma ve diğer ihtiyaçları için gerekli olan kerestenin sağlanması amacıyla Toros Dağları'ndan yararlanmış olabileceği de dikkate alınmıştır. Travma sıklığının cinsiyetlere göre farklılık göstermesinin iş bölümünden kaynaklandığı sonucuna ulaşılmıştır. Erkeklerdeki yaralanma sıklığının Geç Bizans döneminden Yakınçağ dönemine doğru düşmesinde, kazaya yol açan aktivitelerdeki azalma ile tıbbi müdahalelerin etkili olabileceği tespit edilmiştir. Kadınlarda travma sıklığının Yakınçağ'da Geç Bizans döneminden daha yükse
ISSN:1301-5737