Perception of homeland among Crimean Tatars: cases from Kazakhstan, Uzbekistan and Crimea

ABSTRACT IN ENGLISH: Crimean Tatars have been experiencing the loss of homeland since the Russian invasion of Crimea in 1783, which caused massive waves of migration especially to the Ottoman Empire. The loss of homeland culminated in Stalin's strategic deportations. Crimean Tatars were deported from Crimea to Central Asia in 1944 and obtained the right to return to their homeland in 1989. Since then, the return process has continued. Considering that the construction of the myth of homeland is an effective instrument to mobilize national sentiment, this article studies the perception of homeland among Crimean Tatars with its different layers - as an essential marker of identity, as an idealized mythical final destination, as a land where the community lives, and finally as a rationally desired place in search for a better life. The article also argues that these layers may coexist in individual cases although their relative significance may vary. // ABSTRACT IN TURKISH: Kirim Tatarkari, basta Osmanli Imparatorlugu'na dogru olmak üzere çok büyük göçlere neden olan 1783 Rus isgalinden beri anavatan kaybini yasamaktadirlar. Anavatan kaybi Stalin'in stratejik sürgünleri ile doruk noktasina ulasmistir. 1944 yilinda, Kirim Tatarlari Kirim'dan Orta Asya'ya sürülmüsler ve anavatanlarina dönüs hakkini 1989 yilinda elde edebilmislerdir. O tarihten beri, vatana geri dönüs devam etmektedir. Anavatan mitinin milli duyguyu harekete geçiren etkin bir araç oldugu göz önünde bulundurarak, bu makalede, Kiim Tatarlari'nda anavatan algisi çesitli katmanlari ile incelenmektedir. Bu katmanlar, kimligin temel bir unsuru olarak anavatan; idealize edilmis nihai bir hedef olarak anavatan, Kirim Tatar toplumunun yasadigi yer olarak anavatan ve daha iyi bir yasam için akilci olarak seçilen bir mekan olarak anavatan seklinde siralanabilir. Ayrica bu makale, bu farkli katmanlarin her bir Kirim Tatari'nda farkli derecelerde olmakla birlikte, ayni anda var olabildigini iddia etmektedir. Reprinted by permission of Ahmet Yesevi University