Muallim Naci’nin tercüme anlayışı ve Yâdigâr-ı Avnî adlı eseri (inceleme-metin)
Türk edebiyatının Tanzimat sonrası dönemi, yaygın bir kanaate göre gelenek ve yenilik arasında kendine varlık alanı bulmaya çalışanların ve zıt kutupların karşılaşmasına sahne olan bir muharebe meydanı görünümündedir. Mitolojik anlatıları andıran bu iki kutuplu dünyada Muallim Nâci için uygun görüle...
Gespeichert in:
Veröffentlicht in: | Turcology Research 2022-03, Vol.2022 (75), p.566-582 |
---|---|
Hauptverfasser: | , |
Format: | Artikel |
Sprache: | tur |
Schlagworte: | |
Online-Zugang: | Volltext |
Tags: |
Tag hinzufügen
Keine Tags, Fügen Sie den ersten Tag hinzu!
|
Zusammenfassung: | Türk edebiyatının Tanzimat sonrası dönemi, yaygın bir kanaate göre gelenek ve yenilik arasında kendine varlık alanı bulmaya çalışanların ve zıt kutupların karşılaşmasına sahne olan bir muharebe meydanı görünümündedir. Mitolojik anlatıları andıran bu iki kutuplu dünyada Muallim Nâci için uygun görülen “eskinin savunucusu” rolü ve imajı, kaynağını büyük ölçüde onun eserlerinden değil, hakkındaki yerleşmiş kanaatlerden alır. Sağlıklı bir Nâci portresi ise ancak fikirlerinin ve eserlerinin değerlendirilmesiyle ortaya çıkabilir. Hâlbuki Nâci’nin bazı eserleri, değerlendirme bir tarafa, henüz yeni harflere bile aktarılmış değildir. Bu çalışma da böyle bir düşünceden hareketle, yeni bakış açıları oluşturma çabalarına bir katkı olmak üzere Muallim Nâci’nin Yâdigâr-ı Avnî adlı eserinin incelenmesini ve Arapça-Farsça kısımlarının Türkçeye tercümesinin yanında eserin Latin harflerine aktarılmasını konu almaktadır. 1302/1886 yılında kaleme alınan Yâdigâr-ı Avnî, hatırat niteliğinde bir mukaddime, Hakîm Senâî’nin biyografisini içeren giriş mahiyetindeki bir bölüm ve Hadîkatü’l-Hakîka adlı eserden seçilmiş on beş beytin tercüme ve şerhinden oluşmaktadır. Nâci eserine bu adı, şair Avnî Bey’in hatırasına saygı ifadesi olarak vermiştir. Bu çalışmada, Nâci’nin dil ve edebiyat noktasındaki görüşlerinin bir parçası olarak “tercüme” konusuna “yenilik” ve “taklit” ekseninde yaklaşımı araştırılmış; eserin yazılmasına zemin oluşturan Muallim Nâci ve Yenişehirli Avnî arasındaki dostluk ilişkisinin kaynağı tespit edilmeye ve çerçevesi çizilmeye çalışılmış; Yâdigâr-ı Avnî’nin yayımlanma süreci ile farklı yer ve zamanlarda yapılmış baskıları konusunda bilgi verilmiş; eserin tür ve içerik bakımından bir değerlendirmesi yapılmış ve son olarak eser Latin harflerine aktarılmıştır. Yâdigâr-ı Avnî’de, yazarın tercümesini yapmadan yer verdiği bazı Arapça ve Farsça parçalar bulunmaktadır. Bu kısımların tercümeleri de tarafımızca yapılmış ve dipnotlarıyla gösterilmiştir. |
---|---|
ISSN: | 2822-2725 2822-2725 |
DOI: | 10.5152/JTRI.2022.221134 |