The Understanding of Miracles in Religious Publications in the Republican Period (1924-1960) of Türkiye
Cumhuriyetin ilk çeyreǧindeki dini yayınların gerek muhteva gerekse üslup ve metot olarak istikametini belirleyen birçok âmilden bahsetmek mümkündür. Bu âmillerin bir kısmı Cumhuriyetle birlikte devreye girerken-veya güçlü bir hal alırken- önemli bir kısmının da Osmanlı modernleşmesine kadar uzanan...
Gespeichert in:
Veröffentlicht in: | Cumhuriyet ilahiyat dergisi 2023-06, Vol.27 (1), p.196-208 |
---|---|
1. Verfasser: | |
Format: | Artikel |
Sprache: | tur |
Schlagworte: | |
Online-Zugang: | Volltext |
Tags: |
Tag hinzufügen
Keine Tags, Fügen Sie den ersten Tag hinzu!
|
Zusammenfassung: | Cumhuriyetin ilk çeyreǧindeki dini yayınların gerek muhteva gerekse üslup ve metot olarak istikametini belirleyen birçok âmilden bahsetmek mümkündür. Bu âmillerin bir kısmı Cumhuriyetle birlikte devreye girerken-veya güçlü bir hal alırken- önemli bir kısmının da Osmanlı modernleşmesine kadar uzanan bir geçmişe sahip olduǧu görülmektedir. Osmanlı devletinin savaş meydanlarında başlayan gerilemesi, ciddi toprak kayıplarının yanı sıra Müslümanların kendilerine olan güvenlerini zedelemiş ve kurtuluşun Batı tipi bir modernleşmeyle mümkün olacaǧı fikrini yaygınlaştırmıştır. Bu çerçevede Batı dünyası ile geri kalmışlık hissiyle kurulan zorunlu ilişkiler askerî, siyasî ve kültürel alanlarla sınırlı kalmamış dinî alana da sirayet etmiştir. Bundan dolayı Osmanlı âlim ve mütefekkirleri bir taraftan siyasî ve idarî ıslahatlarla çıkış yolları ararken diǧer taraftan da mevcut din anlayışını ve bu istikamette teşekkül etmiş olan din-dünya tasavvurunu tartışmak zorunda kalmıştır. İslam'ın terakkiye mâni olmadıǧı, bilimsel ve teknik gelişmeleri teşvik ettiǧi, içerik olarak da akıl ve mantık esaslarıyla tetabuk ettiǧi bilhassa vurgulanmıştır. Bu minvaldeki vurguların gerek Osmanlı'nın son döneminde gerekse Cumhuriyet Türkiye'sinde kaleme alınan metinlerde canlılıǧını koruduǧu da bilinmektedir. Diǧer taraftan Batı'nın determinist bir çerçevede teşekkül eden pozitivist ve materyalist bilim anlayışından baǧımsız gelişmeyecek olan bu yaklaşım şekli, İslâm'ın amelî ve ahlakî meseleleriyle birlikte itikat sahasını da etkilemiştir. Bu durumun cumhuriyet dönemine intikal edildiǧinde kuvvetlenerek devam ettiǧi ise aşikârdır. Zira seküler ve pozitivist zemin arayan cumhuriyetin kurucu kadroları, genelde dinî sahanın özelde ise itikadî hususların dönemin bilimsel anlayışıyla çatışmaması gerektiǧi fikrini savunmaktadır. Çalışma konumuz baǧlamında ifade edecek olursak siyasî merkez, tabiatta sebep-sonuç ilişkisi çerçevesinde zorunlu sabit yasaların olduǧunu ve bu yasaların dışında bir etkinin mümkün olmadıǧını düşünmektedir. Bu tavra karşılık dinî yayınlarda, tabiat yasalarının üstüne çıkan durumları ifade etmek için kullanılan mucize meselesi, bir taraftan Allah'ın sıfat ve fiillerine halel getirmeden diǧer taraftan da İslâm'ın modern bilimle çatıştıǧı izlenimine mahal vermeden ele alınmaya çalışılmıştır. Siyasî merkezin ve Batıcı aydınların çizmiş oldukları seküler ve pozitivist çerçevenin etkisi altında meselenin tartışılması ise konuyu araştırılmaya deǧer bir konu haline getirmekted |
---|---|
ISSN: | 2528-9861 2528-987X |
DOI: | 10.18505/cuid.1251202 |