Osmanlı İstanbul’unda Sahne Sanatları ve Sinema Gösterimlerinin Vergilendirilmesi (1908-1914)
Osmanlı Devleti’nin batıdan devraldığı tiyatro ve sinema gösterileri ile tanışmaya başladığı dönemler farklılık arz etmektedir. İlk olarak tiyatro gösterileri Abdülmecit (1859) döneminde, sinema gösterileri ise II. Abdülhamit döneminde (1896) gerçekleştirilmiştir. Tiyatrodan farklı olarak sinema gös...
Gespeichert in:
Veröffentlicht in: | ADAM AKADEMİ Sosyal Bilimler Dergisi = Adam Academy Journal of Social Science 2021-01, Vol.11 (2), p.214 |
---|---|
1. Verfasser: | |
Format: | Artikel |
Sprache: | tur |
Schlagworte: | |
Online-Zugang: | Volltext |
Tags: |
Tag hinzufügen
Keine Tags, Fügen Sie den ersten Tag hinzu!
|
Zusammenfassung: | Osmanlı Devleti’nin batıdan devraldığı tiyatro ve sinema gösterileri ile tanışmaya başladığı dönemler farklılık arz etmektedir. İlk olarak tiyatro gösterileri Abdülmecit (1859) döneminde, sinema gösterileri ise II. Abdülhamit döneminde (1896) gerçekleştirilmiştir. Tiyatrodan farklı olarak sinema gösterilerini icra edebilmek için ciddî bir teknolojik altyapıya ihtiyaç duyulduğu aşikardır. Osmanlı Devleti bu altyapı çalışmalarını tam olarak sağlayamamış olmakla birlikte sinema kumpanyalarının kuruluşunu desteklemiş ve faaliyetlerin yürütülmesini engellememiştir. Gösteri faaliyetleri için lubiyyat, aracı şirketler için ise lubiyyat kumpanyaları ifadelerini tercih etmiştir. Bu araştırmanın amacı Osmanlı Devleti’nin tiyatro ve sinema şirketlerine yaklaşımını ortaya koymak, şirketlerden alınan vergi ve yardım kalemlerinin tespitini yapmak ve gösterilerin yaygınlık alanlarını ortaya çıkarmaktır. Bu teorik çerçevede Damga ve Temettü vergileri hakkında da bilgi sunulacaktır. 1914 yılına değin yerli şirketlerden tahsil edilen Temettü vergisinin yabancı şirketlerden alınamadığı anlaşılmıştır. İttihat-Terakki hükümeti ise I. Dünya Savaşı’nın oluşturduğu ekonomik çıkmazdan yararlanarak, kapitülasyonları kaldırmış ve vergi eşitsizliğine son vermiştir. Vergi denetimi açısından gösteriler belirli aralıklarla zabıtalarca kontrol edilmiş ve şirketleşmede millileşmeye önem verilmiştir. Ruhsatlı olarak icra edilen bu gösterilerin Osmanlı coğrafyasının neredeyse tamamına yayıldığı ve devletin başkenti olan İstanbul’un ise bir sanat merkezi haline dönüştüğü tespit edilmiştir. |
---|---|
ISSN: | 2146-4936 |
DOI: | 10.31679/adamakademi.983489 |