Ortaöğretim öğrencilerinde okul terki riskinin yordayıcıları: Okula bağlılık ve okul tükenmişliği

Bu araştırmada ortaöğretim öğrencilerinin okulu terk etme riskleri; okula bağlılık, okul tükenmişliği, cinsiyet, daha önce bir işte çalışma durumu, süreğen hastalık, okuldan kaçma ve okul türü değişkenleri açısından incelenmiştir. Araştırma, korelasyonel desene dayanmaktadır. Araştırmanın örneklemin...

Ausführliche Beschreibung

Gespeichert in:
Bibliographische Detailangaben
Veröffentlicht in:Eğitim Bilimleri Fakültesi dergisi 2021-07, Vol.54 (2), p.431-458
1. Verfasser: Arslan, Arif
Format: Artikel
Sprache:tur
Schlagworte:
Online-Zugang:Volltext
Tags: Tag hinzufügen
Keine Tags, Fügen Sie den ersten Tag hinzu!
Beschreibung
Zusammenfassung:Bu araştırmada ortaöğretim öğrencilerinin okulu terk etme riskleri; okula bağlılık, okul tükenmişliği, cinsiyet, daha önce bir işte çalışma durumu, süreğen hastalık, okuldan kaçma ve okul türü değişkenleri açısından incelenmiştir. Araştırma, korelasyonel desene dayanmaktadır. Araştırmanın örneklemini oluşturan 420 ortaöğretim öğrencisi belirlenirken uygun örnekleme yöntemi kullanılmıştır. Yaş ortalaması 15.4 olan 420 öğrencinin 237’si (%56.4) kadın, 183’ü (%43.6) erkektir. Veriler analiz edilirken; Pearson korelasyon analizi, çoklu regresyon analizi, t-testi kullanılmıştır. Yapılan analizler sonucunda; okul terki riski ile okula bağlılık arasında negatif yönde anlamlı bir ilişki (r = -.47, p < .05) ve okul terki riski ile okul tükenmişliği arasında ise pozitif yönde anlamlı bir ilişki olduğu (r = .52, p < .05) bulunmuştur. Yapılan çoklu regresyon analizi sonucunda okula bağlılık ve okul tükenmişliğinin, okul terki riskindeki toplam varyansın %35’ini açıkladığı görülmektedir. Cinsiyeti erkek olan, daha önce bir işte çalışan ve sık sık okuldan kaçan ortaöğretim öğrencilerinin okulu terk etme risklerinin diğer gruptaki öğrencilerden daha yüksek olduğu sonucuna ulaşılmıştır. Sonuç olarak okul terki riskini etkileyen birçok etkenin (faktörün) olduğu görülmektedir. Yapılacak önleme çalışmalarında bu durumların göz önünde bulundurularak hareket edilmesi daha etkili sonuçlar alınmasını sağlayabilir.
ISSN:1301-3718
DOI:10.30964/auebfd.669522