Kültürel Emperyalizm Çerçevesinde Tüketim Pratiklerinin Türkiye Basınındaki Yansımalarının Çözümlenmesi: 24 Kasım 2017 “Kara Cuma” Örneği
Bu çalışmanın konusunu, 24 Kasım 2017 tarihinde Türkiye’de de yansımaları olan ve kamuoyunun gündemine gelen “Kara Cuma”ya ilişkin indirimli tüketim pratiğinin basın üzerinden değerlendirilmesi oluşturmaktadır. “Black Friday”, Amerika Birleşik Devletleri’nde (ABD) Şükran Günü’nden sonraki ilk Cuma (...
Gespeichert in:
Veröffentlicht in: | Global media journal (İstanbul) 2018-10, Vol.9 (17), p.96 |
---|---|
Hauptverfasser: | , |
Format: | Artikel |
Sprache: | eng ; tur |
Schlagworte: | |
Online-Zugang: | Volltext |
Tags: |
Tag hinzufügen
Keine Tags, Fügen Sie den ersten Tag hinzu!
|
Zusammenfassung: | Bu çalışmanın konusunu, 24 Kasım 2017 tarihinde Türkiye’de de yansımaları olan ve kamuoyunun gündemine gelen “Kara Cuma”ya ilişkin indirimli tüketim pratiğinin basın üzerinden değerlendirilmesi oluşturmaktadır. “Black Friday”, Amerika Birleşik Devletleri’nde (ABD) Şükran Günü’nden sonraki ilk Cuma (Kasım ayının dördüncü Cuma günü) gününe denk gelen güne verilen isimdir. Black Friday, 1952’den bugüne ABD’de Noel alışveriş sezonunun başlangıcı olarak kabul edilmekte ve birçok ünlü marka, ürünlerinde ciddi indirimler ve olanaklar sunmaktadır. Çalışmada, “dünya kültürü” ve “ekonomik küreselleşme” kavramlarının tartışılması çerçevesinde “kültürel emperyalizm” kuramından yararlanılmıştır. Dünya kültürü kavramı meta ve insan dolaşımı süreciyle, uluslararası finans ve banka sistemiyle, iletişim ağıyla, uluslararası kurumsallaşmalarla ve küresel popüler kültür ile bireylerde ulus ötesi yeni bir bilinçlenme düzeyine işaret etmektedir. Burada sorulması gereken soru kültürün nasıl yayıldığıdır. Ulus aşırı ticaret ve neo-liberal ideoloji yayıldığı ölçüde çokuluslu şirketler tarih sahnesine çıkmıştır. Ne var ki, çokuluslu şirketlerin tarih sahnesine çıkmış olması ulusal sınırların sona erdiği anlamına gelmemelidir. Dolayısıyla, dünya kültürü kavramı küreselleşme sürecinin düşünüldüğü ölçüde bir homojenlik yaratmadığını; buna karşılık “melezlenme” denebilecek oluşumlara da yol açtığını öne sürmektedir. Öte yandan, ekonomik küreselleşme kavramı ile kültürel emperyalizm kuramı arasında doğrudan bir ilişki vardır. Ekonomik küreselleşmeye göre, birinci aşamada ticari sermaye uluslararasılaşmıştır. İkinci aşamada, erken endüstrileşen ülkelerde sermaye aşırı artmış; yeni kârlılık koşullarının aranması gündeme gelmiştir. Üçüncü aşamada ise, gelişen teknoloji ve ulaşım maliyetlerinin ucuzlaması üretim faaliyetinin uluslararasılaşmasına neden olmuştur. Üretim için gerekli işgücü ve üretim araçlarının sağlanmasında olduğu gibi üretim sürecinde yaratılan artı değer de uluslararasılaşmıştır. Sermayenin üç farklı görünümünü kendi içlerinde toplayan firmalar ise hareket alanlarını genişleterek kârlılık oranlarını arttırabilmişlerdir. Herbert Schiller, Batı’nın azgelişmiş ülkelerle olan ilişkisini kültürel emperyalizm kavramıyla açıklamıştır. Günümüzde kültürel emperyalizm, uluslararası büyük ekonomik güçlerle ulus içindeki politik, kültürel ve ekonomik güçlerin daha çok çıkarcı işbirliğiyle yürütülmektedir. Kültürel emperyalizm, dünya sistemi içindeki egemenlere bağımlı konumdakilerin |
---|---|
ISSN: | 1309-7601 1309-7601 |