SÖZÜN YAZILAŞMASI YAZININ SÖZLEŞMESİ: CÖNKLER

Cönkler hakkında gerek sözcüğün kökeni, türevleri ve gelişim çizgisi; gerekse terimin anlam dünyası üzerinde günümüze kadar yeterince bilgi derlenip toplanmış ve yayımlanmıştır. Bilindiği kadarıyla en eski cönk nüshası, XV. yüzyıla tarihlenebilmektedir. Cönk kelimesinin Türkçede kullanımı- nın da ay...

Ausführliche Beschreibung

Gespeichert in:
Bibliographische Detailangaben
Veröffentlicht in:Millî folklor 2016-01, Vol.111, p.14
1. Verfasser: Duymaz, Ali
Format: Artikel
Sprache:tur
Schlagworte:
Online-Zugang:Volltext
Tags: Tag hinzufügen
Keine Tags, Fügen Sie den ersten Tag hinzu!
Beschreibung
Zusammenfassung:Cönkler hakkında gerek sözcüğün kökeni, türevleri ve gelişim çizgisi; gerekse terimin anlam dünyası üzerinde günümüze kadar yeterince bilgi derlenip toplanmış ve yayımlanmıştır. Bilindiği kadarıyla en eski cönk nüshası, XV. yüzyıla tarihlenebilmektedir. Cönk kelimesinin Türkçede kullanımı- nın da aynı yüzyıla rastladığını biliyoruz. Cönklerin en fazla ise XVIII. yüzyılın ikinci yarısından sonra ve özellikle de XIX. yüzyılda görüldüğü söylenebilir Cönkler “ritüel iletişim” bağlamında değil “günlük iletişim” bağlamında gelişmiş yazılı metinlerdir. Daha açık bir ifadeyle sözlü metinlerin yazılı metne dönüştürülmesidir. Cönklerdeki metinlerin yaratım süreci yazılı değildir, yani cönklerdeki metinler yazının ruhundan ortaya çıkmış metinler değildir. Bu çerçevede cönklerdeki malzemelerin çok büyük bir kısmı “birincil sözlü kültür” döneminde üretilmiş, ancak “ikincil sözlü kültür” döneminde unutulma kaygısıyla yazılı hale getirilmişlerdir, diyebiliriz. Cönkler sözlü bellekteki otobiyografik ve kültürel malzemenin unutulmaması için yazıya geçirilmesi anlamında not defterleridir. Bu çerçevede zamanın kâğıt ve yazıda saklanması demektir. Ancak üretim şeklinin en azından genellikle yazıyla olmadığı açıktır. Diğer yazılı eserlerden belki de en önemli farkı sözlü bellekten yazıya geçirilmiş metinleri içermesi olsa gerektir. O halde cönklere genel çerçevede sözün yazılaşması veya sözlü belleğin yazılı belleğe aktarılması olarak bakabiliriz. Bu yazının da amacı işte bu algının anlaşılmasına, açılımına katkı sunmak; cönkleri anlama ve değerlendirme bağlamında klasik tasvirî yöntemler dışında bir yaklaşım denemektir.
ISSN:1300-3984