EPİK ANLATILARDA BİR GEÇİŞ METAFORU OLARAK UYKU

Uyku, bilincin zaman ve mekân ötesiliğini simgelemesinin yanı sıra bir çift zamanlılık hâli, dolayısıyla bir bilinçdışılık durumu olarak nitelendirilebilir. Bu bilinçdışılık sürecinde özne-nesne ilişkisinden kaynaklanan bir eylemlilik durumu söz konusu değildir. Bilinçaltının kontrol edilemez eylem...

Ausführliche Beschreibung

Gespeichert in:
Bibliographische Detailangaben
Veröffentlicht in:Millî folklor 2018-01, Vol.117, p.32
1. Verfasser: Temur, Nezir
Format: Artikel
Sprache:tur
Schlagworte:
Online-Zugang:Volltext
Tags: Tag hinzufügen
Keine Tags, Fügen Sie den ersten Tag hinzu!
Beschreibung
Zusammenfassung:Uyku, bilincin zaman ve mekân ötesiliğini simgelemesinin yanı sıra bir çift zamanlılık hâli, dolayısıyla bir bilinçdışılık durumu olarak nitelendirilebilir. Bu bilinçdışılık sürecinde özne-nesne ilişkisinden kaynaklanan bir eylemlilik durumu söz konusu değildir. Bilinçaltının kontrol edilemez eylem ve yansımaları, bir tür esrime sürecine platform oluşturan uyku aracılığıyla gerçeküstü bir boyut kazanır. Bireysel bellekteki anı veya kolektif bilinçle baskılanan benlik ve eylem, bu platformda kendine özgü bir eylemler ve hazlar bütünlüğüne referans olur. Çünkü bilinçaltı, analitik çıkarımlar ile değil, duyumlarla hareket eder. Uyku bu türden özelliğiyle aynı zamanda hipnotik bir süreçtir, bunu bir tür tayy-ı mekân ve tayy-ı zaman olarak da anlamlandırmak mümkündür. Uyku hâlinin bu gizemli niteliği, başta mitik anlatılar olmak üzere anlatmaya dayalı sözlü ürünlerin çok katmanlı olaylar zinciri arasında bir geçiş metaforu olarak kullanılmasının ve epik varoluşun yöntemlerinden biri olarak tercih edilmesinin temel sebebidir denilebilir. Bazen bilinçdışılık hâli epik maceraların başlangıç noktası da olabilir ve bu uyku yoluyla gerçekleşir. “Yaşam bir uyku; ölüm ise bir uyanıştır.” aforizmasının temel önermesi, uykuyla başlayan bilinçdışı ve zamandışı yolculuğun aynı zamanda hakikatin de kaynağı olarak kabul görmesidir. Uyuyan devler, güzeller, kahramanlar, yaratıklar; bir eşik niteliği gösteren uyku mekânları ve zamanları epik anlatıların kurgu dünyasında evrensel bilincin görünümlerindendir. Bu çerçevede evrensel bilince ait bir unsur olarak uyku olgusu, epik anlatılarda bir motiften ziyade, anlatının kurucu ögesi olma işlevini üstlenir. Uyku, Türk destancılık geleneğine ait türlerde de merkezî kahramanın epik varoluşunu sağlayan çatışmanın önemli kurucu ögelerinden biri olarak gerçekleşir. Uyku ile başlayan çatışmaların temel özelliği, epik kahramanın yenilmezliği esasından hareketle kahramanın uyku hâlinde iken esir edilmesi veya o, uykuda iken entrik unsurların anlatıya dâhil edilmesidir. Türk epik geleneğine bağlı anlatılarda “küçücük ölüm, batır uykusu, alp uykusu ve Oğuz uykusu” bu çerçevede ortaya çıkan kavramlardır. Bu çalışmada rüya olgusundan ziyade salt uyku hâli ve bu sürecin, epik anlatılardaki işlevi üzerinde durulacaktır.
ISSN:1300-3984