Liken planopilarisde CK15, CD34, nestin ve CD200 ekspresyonları

Amaç: Liken planopilarisde etyopatogenez henüz tam olarak bilinmemekte, inflamasyonun pilosebase ünitenin tümsek bölgesindeki kök hücrelere bitişik bölgesine yönlendiği düşünülmektedir. Bu çalışmada liken planopilarisde folikülde hangi bölgelerin, ya da hangi yapıdaki hücrelerin hasara uğradığını aç...

Ausführliche Beschreibung

Gespeichert in:
Bibliographische Detailangaben
Veröffentlicht in:Türk dermatoloji dergisi 2017, Vol.11 (2), p.70-74
Hauptverfasser: Dicle, Özlem, Çiler Çelik Özenci, Sahin, Pinar, Altinok, Berna Nazlim, Çiftçioglu, Mehmet Akif
Format: Artikel
Sprache:tur
Schlagworte:
Online-Zugang:Volltext
Tags: Tag hinzufügen
Keine Tags, Fügen Sie den ersten Tag hinzu!
Beschreibung
Zusammenfassung:Amaç: Liken planopilarisde etyopatogenez henüz tam olarak bilinmemekte, inflamasyonun pilosebase ünitenin tümsek bölgesindeki kök hücrelere bitişik bölgesine yönlendiği düşünülmektedir. Bu çalışmada liken planopilarisde folikülde hangi bölgelerin, ya da hangi yapıdaki hücrelerin hasara uğradığını açıklamaya katkıda bulunmak amacıyla CK15, CD34, nestin ve CD200 immünohistokimyasal ekspresyon paternlerini tanımlamak hedeflenmiştir. Yöntemler: Çalışmaya klinik ve histopatolojik olarak liken planopilaris tanısı almış 10 hastanın sağlam ve hastalıklı saçlı deri örnekleri ve saç hastalığı bulunmayan, sebase kist nedeniyle cerrahi operasyon geçirmiş 9 kişiden elde edilen saçlı deri doku örnekleri alındı. Tüm örneklere CK15, CD34, nestin ve CD200 primer antikorları ile rutin immünohistokimyasal işlem uygulandı. Boyanmış kesitler ekspresyon şiddeti; ekspresyon yok (-) ile kuvvetli ekspresyon (++) arasında derecelendirildi. Bulgular: CK15, CD34 ve CD200 ekspresyon paterni kontroller ve hasta örneklerinde benzerdi. Nestin ekspresyonu hasta örneklerinde sadece tümsek altı bölgede daha zayıftı. Sonuç: CK15, CD34, nestin ve CD200 ekspresyonlarında hasta örneklerinde belirgin farklılıklar göstermemesi, bu belirteçlerin kıl folikülü siklusunun farklı evrelerinde ve hücre differansiyasyonlarına göre farklı ekspresyonlar gösterebileceğini ve hastalığın aktivitesi ile ilişkili ekspresyonların değişip değişmediğinin daha geniş serilerde değerlendirilmesi gerektirdiğini düşündürmüştür.
ISSN:1307-7635
1308-5255
DOI:10.4274/tdd.3225