BELÂGAT İLMİNDE FASIL VE VASIL

Kastedilen mananın doğru bir şekilde ifade edilip sözün, anlaşılmama ya da yanlış anlaşılma gibi olumsuz durumlardan korunması için cümleyi oluşturan öğelerin doğru seçilip her birinin yerli yerinde kullanılması son derece önem arz etmektedir. Bu önemine binaen konuşma ya da yazma faaliyetinde bulun...

Ausführliche Beschreibung

Gespeichert in:
Bibliographische Detailangaben
Veröffentlicht in:Nüsha Şarkiyat Araştırmaları Dergisi 2019-06, Vol.19 (48), p.155-180
1. Verfasser: Ulugöl, Fatih
Format: Artikel
Sprache:tur
Schlagworte:
Online-Zugang:Volltext
Tags: Tag hinzufügen
Keine Tags, Fügen Sie den ersten Tag hinzu!
Beschreibung
Zusammenfassung:Kastedilen mananın doğru bir şekilde ifade edilip sözün, anlaşılmama ya da yanlış anlaşılma gibi olumsuz durumlardan korunması için cümleyi oluşturan öğelerin doğru seçilip her birinin yerli yerinde kullanılması son derece önem arz etmektedir. Bu önemine binaen konuşma ya da yazma faaliyetinde bulunan her kişinin, önemle üzerinde durması gereken konulardan biri de kelâmı meydana getiren unsurların hangi durumlarda birbirine bağlanacağı (vasıl) ve hangi durumlarda birbirinden bağımsız zikredileceği (fasıl) konusudur. Çünkü sözü meydana getiren unsurlar arasında fasıl ya da vasıl yapma hususunda yapılan her yanlış, kastedilen manayı kendi mecrasından çıkarıp muhatabın sözü yanlış anlamasına sebep olur. Bu sebeple Câhiliye döneminden bu yana konu üzerinde hassasiyetle durulmuş, daha sonraları ise Meânî bilginleri tarafından fasıl ve vasıl yapılması gereken yerlerin tespiti hususunda çok büyük çabalar gösterilmiştir. Bu alanda yapılmış çalışmalar dikkatle incelendiğinde, bu yerlerin tespitinde, kelâmın unsurları arasında atıf mantığının varlığı ya da yokluğunun en önemli unsur olduğu görülecektir. Konu etrafında bazı ihtilaflar meydana gelmiştir ki bunlardan en önemlisi, konunun sınırlarının tespiti hususunda yapılanıdır. Bu ihtilaf, doğal olarak konu için yapılmış olan tanımlara da doğrudan yansımıştır. Bu çalışmada, konunun cümlelere hasredilmeyip müfredlere de teşmil edilmesi ve aynı şekilde vâv harfiyle yapılan atfa indirgenmeyip diğer atıf harflerini de kapsamasının imkânı üzerinde durulacaktır. Buna binâen, yapılmış olan tanımlar arasında bir tercih yapılacak ve belâgatçilerin, fasıl ve vaslın nerelerde yapılacağına dair tespitleri ele alınacaktır.
ISSN:1303-0752
DOI:10.32330/nusha.558467