Yazınsal folklor

Marija Stanonik, ana başlığı Yazınsal Folklor; alt başlığı Bireşimsel Bir Olguya Çokdisiplinli Yaklaşım olan çalışmasında, daha çok metin düzeyinde kalarak yazınsal folklorun dili üzerine yapısal dilbilimin (belli ölçüde göstergebilimin) verilerini kullanan kimi araştırmacıların yaklaşımlarındaki ay...

Ausführliche Beschreibung

Gespeichert in:
Bibliographische Detailangaben
Veröffentlicht in:Millî folklor 2017, Vol.29 (116), p.33-46
1. Verfasser: Aktulum,Kubilay
Format: Artikel
Sprache:tur
Schlagworte:
Online-Zugang:Volltext
Tags: Tag hinzufügen
Keine Tags, Fügen Sie den ersten Tag hinzu!
Beschreibung
Zusammenfassung:Marija Stanonik, ana başlığı Yazınsal Folklor; alt başlığı Bireşimsel Bir Olguya Çokdisiplinli Yaklaşım olan çalışmasında, daha çok metin düzeyinde kalarak yazınsal folklorun dili üzerine yapısal dilbilimin (belli ölçüde göstergebilimin) verilerini kullanan kimi araştırmacıların yaklaşımlarındaki ayırıcı özellikleri belirlemeye uğraşır. Yazınsal folklorun değişik görünümlerine ilişkin araştırmalardan yola çıkarak bu konuda kendince bir dizi kuramsal sonuç çıkarmaya, yazınsal folkloru tutarlı bir dizge içerisine oturtmaya yönelik tanımlamalar yapar. Kendi ülkesinde (Slovenya) yazınsal folklorun görünümlerini ortaya koymaya dönük çalışmaların eksiğini ve fazlasını değerlendirirken değişik folklorik türler arasındaki alışverişlerin doğasını kavramak ister. Folklorbilim (fr. folkloristique) adını verdiği disiplin, folkloru (folklor, folklorbilimden önce gelir), yani halk geleneklerini, göreneklerini somut (giysi, mimari, mutfak vb.) ya da somut olmayan (bayram, oyun, dans, inanış, şarkı, atasözü vb.) biçiminde öbeklendirerek inceleyen bir uğraş alanı olması, onu etnografya, yazınsal araştırmalar, etnikmüzikbilim, dilbilim vb. değişik disiplinlerin kavşağında buluşturmaya olanak sağlar. M. Stanonik, çalışmasında folklorbilimi ağırlıklı olarak görüngübilimsel bir çerçevede ele alır. Yazınsal folkloru inceleme nesnesini tanımladıktan sonra, Alan Dundes’un çalışmalarından yararlanarak, o da “folklorik olay” adını verdiği şeyi, her biri özgül bir yaklaşımı zorunlu kılan metin, doku ve bağlam üçgeninde konumlandırır. Metinsel bir sorgulamada dilbilimsel bir yaklaşımın gerekliğine vurgu yapar; ancak dilbilimin verilerinin folklorun doğasına uygun dönüştürülmesi zorunluluğuna dikkat çekmekten geri durmaz. Folklorda dilbilimin kullanımını kuramsal düzlemde irdelerken yazın ve yazınsal folklor arasındaki bir ayrımdan yola çıkar: Yazınsal olanın diliyle, “bir dilin tarihsel, toplumsal, ekinsel (kültürel) nedenlerle zaman ya da uzamda söyleyiş, dilbilgisi ve sözlük açılarından ayrımlaşmış biçimi” olarak tanımlanan lehçe arasında bir ayrımlaşma olsa da, yazın ve folklorun birbirleriyle etkileşim içerisinde olduklarını, birbirlerine zenginlik kattıklarına vurgu yapar, ardından dilin folklorda üstlenilme biçimini kuramsal bir görüngüde açıklamaya girişir. Ona göre, folklorun dille kurduğu canlı ilişki zenginleşmesinin temel yollarından birisidir. Bu açıdan folklorbilimin dilbilimle yakınlaşması olağanlaşır. Saussure’den, Chomsky’den esinlenen dilbilim çalışmaları bir iletişi
ISSN:1300-3984