Ticaret ve taşımacılık ilişkileri temelinde XIX. yüzyıla doğru Avrupa

Avrupa’nın dünyanın geri kalan coğrafyalarına olan emperyalizm öncelikli ilgisi 1490’larda hız kazanmış; 1700’lere gelindiğinde ise Avrupa’nın iktisadî gelişmişlik düzeyi Akdeniz ve Asya’nın önüne geçmeye başlamıştır. Avrupalıların, okyanuslar üzerinden Afrika ve Amerika kıyılarıyla temas kurmaları,...

Ausführliche Beschreibung

Gespeichert in:
Bibliographische Detailangaben
Veröffentlicht in:History studies : international journal of history 2017, Vol.9 (5), p.57-74
1. Verfasser: Aygün,Necmettin
Format: Artikel
Sprache:tur
Schlagworte:
Online-Zugang:Volltext
Tags: Tag hinzufügen
Keine Tags, Fügen Sie den ersten Tag hinzu!
Beschreibung
Zusammenfassung:Avrupa’nın dünyanın geri kalan coğrafyalarına olan emperyalizm öncelikli ilgisi 1490’larda hız kazanmış; 1700’lere gelindiğinde ise Avrupa’nın iktisadî gelişmişlik düzeyi Akdeniz ve Asya’nın önüne geçmeye başlamıştır. Avrupalıların, okyanuslar üzerinden Afrika ve Amerika kıyılarıyla temas kurmaları, lüks ve aynı zamanda pahalı olan baharat, ipek, kahve, kumaş ve benzeri eşyaya doğrudan ulaşarak zamanla bu pazarları ele geçirip zenginleşmelerine; bu ticareti elinde tutan Doğu Akdeniz ülkelerinin ise önem kaybetmeye başlamasına yol açmıştır. Dünya tarihindeki en büyük kırılma eşiklerinden birini oluşturan bu durumu F. Braudel, “kaderin Akdeniz’e oynadığı ilk oyun” olarak ifade etmekte, “1869’da Süveyş Kanalı’nın açılmasının bile Akdeniz’in eski üstünlüğünü geri getirmediğini” haklı olarak belirtmektedir. Bu istikamette daha 1625’te Ömer Talip adındaki bir Osmanlı bürokratı: “Şimdi Avrupalılar bütün dünyayı tanımayı öğrendiler, gemilerini her yere gönderiyorlar. Eskiden, Hindistan, İndus ve Çin mamulleri Süveyş’e gelir ve Müslümanlar tarafından bütün dünyaya dağıtılırdı. Fakat şimdi bu mallar Portekiz, Felemenk ve İngiliz gemileriyle Frengistan’a taşınıyor ve oradan bütün dünyaya dağıtılıyor. Kendilerinin ihtiyaç duymadıkları malları İstanbul ve diğer İslâm ülkelerine getiriyorlar ve fiyatının beş katına satıp, çok para kazanıyorlar. Bu sebeple İslâm ülkelerinde altın ve gümüş azalmaktadır. Osmanlı, Yemen kıyılarını ve oradan geçen ticareti ele geçirmelidir. Aksi hâlde çok geçmeden Avrupalılar İslam ülkelerine hükmedeceklerdir” diyerek Osmanlı idarecilerini uyarmakta, âdeta günümüzdeki siyasî ve iktisadî şartları resmetmektedir. Kısacası F. Tabak’ın tabiriyle Akdeniz solmaktadır. Buna karşın dünya ekonomisi 1730’larda büyümeye başlamıştır. Bu büyüme ivmesi 1800’lere doğru okyanuslar ile komşu olan devletlerde giderek daha da artış göstermiş; bu durum bilhassa Akdeniz’in doğu kısımlarını yani Osmanlı’yı derinden etkilemiştir. Süreç, Batı Asya’daki Osmanlı gibi birçok kadim ve köklü devletin-önemli oranda direnç göstermesine rağmen-tarih sahnesinden çekilmelerine giden yolu açmıştır. Hülasa bu makale, 1400’lerden başlayarak 1800’lere kadar uzanan bu çetrefilli süreçte Avrupa’da ticaret ve taşımacılık ilişkileri alanında yaşanan değişim ve dönüşümleri kısaca özetlemekte; günümüz ve gelecekteki bazı siyasî ve ekonomik sorunların oluşum aşamalarına veya çözümüne ışık tutmaktadır.
ISSN:1309-4688
DOI:10.9737/hist.2017.559