Nasların yeterliliğine dair
Nasların yeterliliği meselesi, usûlcüler tarafından “dinin kemale ermesi” bağlamında ele alınmaktadır. Bu mesele usûlcüler arasında ittifakla kabul edilmekle birlikte değişik şekillerde ifade edilmektedir. Zâhirî usûlcüler insandan sadır olan bütün fiil ve hâdiselere bağlanan şer‘î hükümlerin doğrud...
Gespeichert in:
Veröffentlicht in: | e-Şarkiyat İlmi Araştırmalar Dergisi 2016, Vol.8 (16), p.603-640 |
---|---|
1. Verfasser: | |
Format: | Artikel |
Sprache: | tur |
Schlagworte: | |
Online-Zugang: | Volltext |
Tags: |
Tag hinzufügen
Keine Tags, Fügen Sie den ersten Tag hinzu!
|
Zusammenfassung: | Nasların yeterliliği meselesi, usûlcüler tarafından “dinin kemale ermesi” bağlamında ele alınmaktadır. Bu mesele usûlcüler arasında ittifakla kabul edilmekle birlikte değişik şekillerde ifade edilmektedir. Zâhirî usûlcüler insandan sadır olan bütün fiil ve hâdiselere bağlanan şer‘î hükümlerin doğrudan naslarda yer aldığını ve bu nedenle kıyasın batıl olduğunu ileri sürmektedirler. Usûlcülerin kahir ekseriyeti ise bu fiil ve hâdiselere taalluk eden hükümlerin tümünün doğrudan naslarda yer almadığını, bazı hükümlerin naslarda içkin olan illet ve hikmetlere dayanan kıyas ve ictihad yoluyla elde edildiğini, diğer bir kısım hükümlerin de naslardan kaynaklanan birtakım istidlâlî yöntemlerden/tâlî delillerden çıkarıldığını söylemektedirler. Başta Cüveynî (ö.478/1085) olmak üzere çoğu usûlcüler, hükümlerin çoğunun kıyasa/ictihada dayandığını söylerken, İbn Teymiyye (ö.728/1328) vuku bulan hâdiselere bağlanan şer‘î hükümlerin çoğunun, nasların delâletinden elde edildiğini söylemektedir. İbn Kayyim (ö.751/1350) ise nasların tüm hükümlere delâlet ettiğini, bu itibarla nasların yeterli olup kıyasa ihtiyaç bırakmadığını; ancak nassın bulunmadığı veya nasta belirtilen hükmün pekiştirilmek istendiği durumlarda kıyasa başvurulabileceğini ileri sürmektedir. |
---|---|
ISSN: | 1308-9633 |