Değerler eğitiminde klasik metinlerden yararlanma: Bûstân ve risâletü’n-nushiyye

Bireyin davranışlarına yön veren tutum ve kabullerden oluşan değerler, “ideal insan”ın niteliklerini içerir. “İnsanı insan yapan” bu inançlar bütünü, sosyal kontrol mekanizması olarak da işlev görür. Saygılı, sorumluluk sahibi, adil, hoşgörülü bireyler, toplumsal yapının teminatıdır. Ailede başlayıp...

Ausführliche Beschreibung

Gespeichert in:
Bibliographische Detailangaben
Veröffentlicht in:İdil : sanat ve dil dergisi 2016, Vol.5 (27), p.2027-2046
1. Verfasser: Demir,Hiclâl
Format: Artikel
Sprache:tur
Schlagworte:
Online-Zugang:Volltext
Tags: Tag hinzufügen
Keine Tags, Fügen Sie den ersten Tag hinzu!
Beschreibung
Zusammenfassung:Bireyin davranışlarına yön veren tutum ve kabullerden oluşan değerler, “ideal insan”ın niteliklerini içerir. “İnsanı insan yapan” bu inançlar bütünü, sosyal kontrol mekanizması olarak da işlev görür. Saygılı, sorumluluk sahibi, adil, hoşgörülü bireyler, toplumsal yapının teminatıdır. Ailede başlayıp eğitim kurumları ve sosyal çevre ile devam eden değerler eğitiminde farklı yöntemler izlenebilir. Bu çalışmada, Fars ve Türk milletlerine ait iki klasik eser, Bûstân ve Risâletü’n-Nushiyye, içerdikleri değerler bağlamında karşılaştırılmıştır. Farklı milletlere ait olmalarına rağmen ortak bir medeniyetin ürünü olan bu iki nasihat kitabı, İslamiyeti ve onun kutsal kitabı olan Kur’an-Kerîm’i esas almıştır. Sadî-i Şîrâzî, Bûstân adlı mesnevisinde “adalet, kanaat, rıza, alçakgönüllülük” gibi değerleri hikâyeler hâlinde sade ve etkili bir üslupla anlatmıştır. Yunus Emre, Risâletü’n-Nushiyye’de, Sadî gibi, insana dünya ve ahiret mutluluğu getirecek değerlerin önemini vurgulamıştır. İnsan vücudunu bir ülkeye benzeten Yunus, bu ülkeyi ele geçirmek isteyen “tama, kibir, cimrilik, öfke ve gıybet”in “Akıl” sultanının yönlendirmesiyle yerlerini “kanaat, tevazu, cömertlik, sabır ve doğruluk”a bırakmasını alegorik bir tarzda anlatmıştır. Her iki klasik eserde de kanaat, tevazu, cömertlik ve doğruluk ortak değerlerdir. Eserlerde İslamiyetin “güzel ahlak” prensibiyle “ideal insan” portresi çizilmiştir. Sadî-i Şîrâzî ve Yunus Emre’nin bilge kişiliklerinin izlerini taşıyan ve yazıldıkları dönemden bugüne değerlerinden bir şey yitirmeyen bu eserlerle yeni neslin tanışması, vurgulanan değerleri benimseyerek dünyalarını zenginleştirmeleri gerekmektedir. Çünkü bu değerler, modern insanın pek çok derdine şifa olduğu gibi toplumsal barışın da anahtarı niteliğindedir.
ISSN:2146-9903
DOI:10.7816/idil-05-27-12