Vladimir Alexandrov, Siyah Rus
Ne tenimizin rengini değiştirebiliriz, ne de doğduğumuz yeri. Sayısız dil öğrensek bile, ana dilimiz bâki. Bununla birlikte, kişisel tercihlerimizin ya da kontrolümüz dışındaki büyük tarihsel olayların bir sonucu olarak hiç bilmediğimiz, yabancısı olduğumuz bir ülkede yaşamımızı tekrar inşa etmek zo...
Gespeichert in:
Veröffentlicht in: | AURUM Sosyal Bilimler Dergisi 2016, Vol.1 (1), p.121-123 |
---|---|
1. Verfasser: | |
Format: | Artikel |
Sprache: | tur |
Schlagworte: | |
Online-Zugang: | Volltext |
Tags: |
Tag hinzufügen
Keine Tags, Fügen Sie den ersten Tag hinzu!
|
Zusammenfassung: | Ne tenimizin rengini değiştirebiliriz, ne de doğduğumuz yeri. Sayısız dil öğrensek bile, ana dilimiz bâki. Bununla birlikte, kişisel tercihlerimizin ya da kontrolümüz dışındaki büyük tarihsel olayların bir sonucu olarak hiç bilmediğimiz, yabancısı olduğumuz bir ülkede yaşamımızı tekrar inşa etmek zorunda kalabiliriz. Hatta belki bu yeni ülkeye, doğduğumuz yere karşı hissettiğimizden daha güçlü bir aidiyet duygusuyla bağlanabiliriz. O zaman soru şu: Kolektif kimliklerimizi doğarken otomatik olarak mı kazanırız, yoksa yaşamımız süresince özgür irademizle mi ediniriz? Doğduğumuz yere mi aitiz, yoksa kabul gördüğümüz, kendimizi gerçekleştirdiğimiz, saygın bir yaşam kurabildiğimiz yere mi? Yaşam öyküsüyle Mississippi Nehri, Bolşevik Devrimi ve Maksim Gazinosunu tek bir cümlede yan yana getiren Frederick Bruce Thomas isimli olağanüstü adamın hayatı bu soruları yanıtlamak konusunda istisnai detaylarla dolu. |
---|---|
ISSN: | 2458-9896 |