Epizyotomi Skar Endometriozu

Endometrial bez ve stroma yapısının uterin kavite dışında başka bir yerde bulunması şeklinde tanımlanan endometriozis, doğurganlık yaşındaki kadınların %5- 10’unda görülmektedir. Endometriozis vücudun hemen her yerinde bulunabilmekle birlikte en sık pelvik peritonda, overlerde, uterin ligamentlerde...

Ausführliche Beschreibung

Gespeichert in:
Bibliographische Detailangaben
Veröffentlicht in:Cukurova Medical Journal 2016-01, Vol.41 (1)
Hauptverfasser: Öztürk,Emine, İslimye Taşkın,Mine, Adalı,Ertan, Uzgören,Engin
Format: Artikel
Sprache:tur
Schlagworte:
Online-Zugang:Volltext
Tags: Tag hinzufügen
Keine Tags, Fügen Sie den ersten Tag hinzu!
Beschreibung
Zusammenfassung:Endometrial bez ve stroma yapısının uterin kavite dışında başka bir yerde bulunması şeklinde tanımlanan endometriozis, doğurganlık yaşındaki kadınların %5- 10’unda görülmektedir. Endometriozis vücudun hemen her yerinde bulunabilmekle birlikte en sık pelvik peritonda, overlerde, uterin ligamentlerde ve douglasta yerleşim gösterir. Bu hastalığın gelişiminde yer alan teoriler; endometrial hücre gruplarının retrograd yayılımı, hematojen ve lenfatik yayılım ile immün sistem disfonksiyonudur. Perine ve vulvayı tutan endometriozis oldukça nadir görülür ve genellikle epizyotomi skarında ortaya çıkar. Skar dokusunda endometriozisin iatrojenik yani cerrahi sırasında insizyon skarı içine mekanik transplantasyon sonucu meydana geldiği düşünülmektedir. Skar zemininde gelişen endometriozis olgularında en uygun tedavi seçeneği cerrahi ekzisyondur. Cerrahide dikkat edilmesi gereken rekürrensi önlemek için geride endometriotik odak bırakmamaktır. Bu yazıda, beş yıl önce vajinal doğum yapan, son bir yıldır mediolateral epizyotomi hattında adet dönemlerinde tekrarlayan ağrı ve şişlik şikayeti olan, cerrahi ekzisyon sonrası patolojik inceleme ile endometriozis tanısının doğruladığımız olguyu sunduk. Vulvar endometriozis nadir görülse de vajinal doğum yapmış, vulvada özellikle menstrüasyon dönemlerinde ağrılı olan ve boyutu artan vulvar kitle ile başvuran hastalarda akla gelmelidir.
ISSN:2602-3032
2602-3040
DOI:10.17826/cutf.159042