Türkiye’nin demografik geçiş sürecine coğrafi bir yaklaşım
Yakın insanlık tarihindeki esaslı sosyal ve ekonomik değişim modern toplumun dinamikleri olarak görülmektedir. Geçen yüzyıl boyunca nüfusun sosyo-ekonomik dönüşümü nedeniyle doğurganlık tüm dünyada ciddi biçimde düşmüştür. Ayrıca ölümlülükteki düşüşler dünyanın her yerinde doğuranlıktaki azalmalara...
Gespeichert in:
Veröffentlicht in: | Co 2009, Vol.7 (1), p.1-25 |
---|---|
1. Verfasser: | |
Format: | Artikel |
Sprache: | tur |
Schlagworte: | |
Online-Zugang: | Volltext |
Tags: |
Tag hinzufügen
Keine Tags, Fügen Sie den ersten Tag hinzu!
|
Zusammenfassung: | Yakın insanlık tarihindeki esaslı sosyal ve ekonomik değişim modern toplumun dinamikleri olarak
görülmektedir. Geçen yüzyıl boyunca nüfusun sosyo-ekonomik dönüşümü nedeniyle doğurganlık tüm dünyada ciddi biçimde düşmüştür. Ayrıca ölümlülükteki düşüşler dünyanın her yerinde doğuranlıktaki azalmalara öncülük etmiştir. Böylece demografik geçiş, küresel bir süreç olarak işlemiştir. Bu bağlamda nüfus çalışmalarında coğrafi sorgulamaların öneminin zamanla daha da arttığı belirtilebilir. Gelişmekte olan dünyada doğurganlığın beklenildiği gibi bir patern sergilemediği açıktır. Başka bir ifadeyle gelişmiş ülkelerin aksine gelişmekte olan ülkeler demografik geçişi hızlı bir biçimde tecrübe edinmişlerdir. Bu ülkelerden biri olan Türkiye ’nin demografik geçiş modeli, ülkenin nüfus yapısının gelişmiş ülkelerin nüfus yapısına benzemeye
başladığını göstermektedir. Bu makalenin amacı, doğurganlık ve ölümlülükteki il düzeyindeki düşüşleri demografik geçiş teorisi ışığında coğrafi yaklaşımla ortaya çıkarmaktır. Bu çalışma, Birleşmiş Milletler ve Türkiye İstatistik Kurumu ’nun yayımladığı nüfus istatistiklerine dayalı olarak yapılmıştır. Çalışmada nüfus sayımlarında yayımlanan çocuk-kadın oranlarındaki yüzdelik değişimler aracılığıyla illerin doğurganlık geçişine giriş paternleri belirlenmiştir. Sonuca ilişkin olarak özellikle yirminci yüzyılın ikinci yarısı boyunca doğurganlık ve ölümlülükteki düşüşlerin ulusal düzeyde yaygınlaştığı belirtilebilir. Ne var ki il düzeyindeki veriler, ülkede doğurganlık ve ölümlülükteki düşüşlerin esaslı bölgesel farklılıkların varlığına işaret ettiğini göstermektedir. |
---|---|
ISSN: | 1303-5851 1303-5851 1308-9765 |
DOI: | 10.1501/0004993 |