“Zanbak” ve Klasik Türk şiirindeki izleri
Zanbak (lilium); kadim medeniyetlerde, mitolojide ve dinî mitlerde simgesel anlamlar kazanmış, zarif ve güzel kokulu bir çiçektir. Zaman içinde masumiyet, iffet ve saflığın simgesi olmuş; Madonna zanbağı da denen ak zanbak Hz. Meryem’le özdeşleştirilmiştir. Dinî resimlerde ve tasvirlerde kullanılan...
Gespeichert in:
Veröffentlicht in: | Divan Edebiyatı Araştırmaları Dergisi 2021, Vol.2021 (27), p.127-157 |
---|---|
1. Verfasser: | |
Format: | Artikel |
Sprache: | tur |
Schlagworte: | |
Online-Zugang: | Volltext |
Tags: |
Tag hinzufügen
Keine Tags, Fügen Sie den ersten Tag hinzu!
|
Zusammenfassung: | Zanbak (lilium); kadim medeniyetlerde, mitolojide ve
dinî mitlerde simgesel anlamlar kazanmış, zarif ve güzel
kokulu bir çiçektir. Zaman içinde masumiyet, iffet ve
saflığın simgesi olmuş; Madonna zanbağı da denen ak
zanbak Hz. Meryem’le özdeşleştirilmiştir. Dinî resimlerde
ve tasvirlerde kullanılan zanbak Batı’da “hanedanların
çiçeği” olarak da anılır. Zanbak, uzun boyu ve bembeyaz
çiçekleri ile Türk bahçelerinde de özel bir yer edinmiştir.
Estetik görüntüsü, tabiatı en ince ayrıntısına kadar
gözlemleyen Klasik Türk edebiyatı şairlerine ilham kaynağı
olmuştur. Klasik Türk şiirinde zanbağın izinin sürüldüğü
bu çalışma için farklı yüzyıllarda eser vermiş pek çok şairin
Dîvân’ı taranmıştır. Tespit edilen beyitlerde zanbağın
sevgilinin burnuna ve parmaklarına teşbih edildiği
görülmüştür. Ancak burun ve parmaklar âşığı cezbeden
öncelikli uzuvlar olmadığından bu teşbih süreklilik arz
etmez. Estetik görünümüyle şairlere başka imge kapıları da
açan zanbak, uzun boyu ve ortasındaki sarı tohumlarıyla
çiçek bahçesinin serdarı olmuş; bâzûbend, mum, mecmua,
sütun vb. farklı nesnelere benzetilmiştir. Hz. Mûsâ’nın
“kef-i beyzâ” mucizesiyle de ilişkilendirilen zanbak, bu
anlam alanıyla özellikle 16. yüzyıl şairlerinin
Dîvân’larında yer bulmuştur. Gül, nergis, sünbül gibi
sevgilinin tesir edici güzellik unsurlarıyla özdeşleşememesi
ve lalenin 18. yüzyılda kazandığı popülarite, zanbağın
sonraki yüzyıllarda Dîvân’larda fazla yer bulamamasına
sebep olmuştur. |
---|---|
ISSN: | 1308-6553 |