Refahın yeniden dağıtımı: Türkiye’de makroekonomik yapı buna imkân sağlıyor mu?

Refah devletinin amacı, yurttaşlarına kaliteli ve uygun bir refah düzeyini karşılamak ve vatandaşların olumsuzluklar karşısında yaşam şartlarının kötüleşmesini önlemektir. Gelişmiş toplumlarda genellikle sosyal devlet olmanın en temel göstergesi olarak ülkede yaşayan her bireyin kendini güven içeris...

Ausführliche Beschreibung

Gespeichert in:
Bibliographische Detailangaben
Veröffentlicht in:JAVSTUDIES International Journal of Academic Value Studies 2021-01, Vol.7 (1), p.15-30
1. Verfasser: Çanakçı,Mehmet
Format: Artikel
Sprache:tur
Schlagworte:
Online-Zugang:Volltext
Tags: Tag hinzufügen
Keine Tags, Fügen Sie den ersten Tag hinzu!
Beschreibung
Zusammenfassung:Refah devletinin amacı, yurttaşlarına kaliteli ve uygun bir refah düzeyini karşılamak ve vatandaşların olumsuzluklar karşısında yaşam şartlarının kötüleşmesini önlemektir. Gelişmiş toplumlarda genellikle sosyal devlet olmanın en temel göstergesi olarak ülkede yaşayan her bireyin kendini güven içerisinde hissetmesi ve kendini özgürce ifade edebilmesi önemli eşiktir. Bu bağlamda ekonomik büyüme ve kalkınmanın sağlanması amacıyla piyasa başarısızlıklarını ortadan kaldırmak, gelir dağılımında adaleti tesis etmek, sosyal güvenliğin daraltıcı olmadan tabana yayılmacı bir modelle kurgulamak, sermaye yatırımlarını teşvik etmek, ekonomik faaliyetlerin ideal koşullar içerisinde yani potansiyel olarak en yüksek seviyede istihdam seviyesini yakalayarak ekonomik döngüyü oluşturmak refah devletinin bir bütünsel olarak uygulamalarıdır. Bir refah devleti programı olarak, Evrensel Temel Gelir uygulamasının klasik refah devleti programlarından ayrıldığı nokta, klasik refah programlarının gelir eşitliğini önceleyen, mağduriyet giderici nitelikte olmasıdır. Oysaki Evrensel Temel Gelir (Universal Basic Income), fırsat eşitliğini önceleyen, mağduriyet önleyici nitelikte bir programdır. Bu iktisat yazında refahın yeniden dağıtımının günümüz makroekonomik sistemde bireye güvence sağlanmasının çeşitli kavramsal ve kuramsal çerçevesi üzerinden yeniden düşünmemiz gerektiğini, finansal araçların daha etkin kullanımıyla sürdürülebilir büyümenin refaha etki edebileceğini göstermektedir.
ISSN:2149-8598
DOI:10.29228/javs.48554