Osmanlıda alfabe tartışmaları ve Latin alfabesinin kabulü sürecinde Mustafa Kemal’in çıktığı yurt gezileri: Tekirdağ örneği

Türkiye’de dil ve alfabe tartışmaları sadece Cumhuriyet döneminde yapılmamış, daha Osmanlı Devleti’nin son dönemlerinden itibaren üzerinde tartışılan başlıca konulardan birisi olmuştur. Tartışmaların boyutu bazen zamanını aşmış ve konu hakkında radikal değişiklikler önerilmiştir. Bu önerilerden en b...

Ausführliche Beschreibung

Gespeichert in:
Bibliographische Detailangaben
Veröffentlicht in:Tarih araştırmaları dergisi 2014, Vol.33 (55), p.277-302
1. Verfasser: Cafer, ULU
Format: Artikel
Sprache:tur
Schlagworte:
Online-Zugang:Volltext
Tags: Tag hinzufügen
Keine Tags, Fügen Sie den ersten Tag hinzu!
Beschreibung
Zusammenfassung:Türkiye’de dil ve alfabe tartışmaları sadece Cumhuriyet döneminde yapılmamış, daha Osmanlı Devleti’nin son dönemlerinden itibaren üzerinde tartışılan başlıca konulardan birisi olmuştur. Tartışmaların boyutu bazen zamanını aşmış ve konu hakkında radikal değişiklikler önerilmiştir. Bu önerilerden en belirgin olanı Enver yazısı olarak da bilinen “Ordu Elifbası”, “Hatt-ı Cedit” gibi isimlerle anılan yazıdır. Cumhuriyetle birlikte tartışmalar artık mücessem hale gelmiş ve neticede en önemli inkılâplardan biri olan Harf İnkılâbı gerçekleşmiştir. İnkılâp gerçekleşmeden önce belirli bir süreçte hazırlık yapılmış, kamuoyu, halk ve tüm çevreler bu inkılâbın gerekliliği konusunda ikna edilmiştir. Bu çerçevede alfabe değişikliği konusunda Sarayburnu’nda yapılan ilk açıklamalardan sonra yurt gezilerine çıkan Mustafa Kemal Paşa yeni alfabeyi tanıtmış ve halkın konuya ilgi duymasını sağlamıştır. O, bu amaca yönelik gezilerinden ilkini Tekirdağ’a yapmıştır. Tekirdağ’da validen belediye başkanına kadar herkesi adeta sınava tabi tutan Atatürk, Türkiye’nin batıya açılan şehirlerinden olan Tekirdağ’a bu yönüyle büyük önem atfetmiştir. Bu gezide halk yeni alfabeye büyük ilgi göstermiş ve bu durumdan Mustafa Kemal oldukça mutlu olmuştur. Gezi her ne kadar kısa olsa da orada yaşananlar Türkiye yakın tarihinde iz bırakacak niteliktedir.
ISSN:1015-1826
DOI:10.1501/Tarar_0000000572