Lübnan Emiri II. Beşir eş-Şihâbî’nin Ermeni ve Rum şairleri ve Osmanlı-Lübnan ilişkilerine etkileri

Arap edebiyatı tarihinde Suriye ve Lübnanlı Hıristiyan Arap entelektüellerinin önemli bir yeri vardır. Tarih boyunca Lübnan Orta doğunun Batıya açılan kapısı olmuştur. Batı dil ve kültürünün Arap ülkelerine girişi Lübnan üzerinden olduğu için stratejik öneme sahip bir ülkedir. Üç semavi dinin müntes...

Ausführliche Beschreibung

Gespeichert in:
Bibliographische Detailangaben
Veröffentlicht in:Erciyes Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü dergisi (Online) 2021-01, Vol.35 (1), p.137-160
1. Verfasser: Sarıkaya,Muammer
Format: Artikel
Sprache:tur
Schlagworte:
Online-Zugang:Volltext
Tags: Tag hinzufügen
Keine Tags, Fügen Sie den ersten Tag hinzu!
Beschreibung
Zusammenfassung:Arap edebiyatı tarihinde Suriye ve Lübnanlı Hıristiyan Arap entelektüellerinin önemli bir yeri vardır. Tarih boyunca Lübnan Orta doğunun Batıya açılan kapısı olmuştur. Batı dil ve kültürünün Arap ülkelerine girişi Lübnan üzerinden olduğu için stratejik öneme sahip bir ülkedir. Üç semavi dinin müntesiplerinin bir arada yaşadığı ülkede çok çabuk politize olabilen 24 farklı etnik ve dini grup bulunmaktadır. Lübnan, tarihinin en acı günlerini 1788-1860 yılları arasında yaşamıştır. Osmanlının dini ve etnik gruplar arasında eşit davranmaya çalışmasına rağmen, Fransa’nın bölgede denetimi ele geçirmek için Mârûnî Katolik Hıristiyanları, İngiltere’nin Dürzileri ve Rusya’nın Ortodoks Hıristiyanları desteklemesi, Mısır Valisi Mehmet Alı Paşa’nın bölgeyi tampon bir bölge olarak görmesi sonucunda etnik ırklar ve farklı dinlerin mensupları arasında iç savaşa varan çatışmalar yaşanmıştır. Lübnan Emirlerinin en yakınına kadar sızan, Arapça konuşan, Arap gibi yaşayan Ermeni ve Rum şairler bu çatışmaları körüklemek için olağanüstü bir çaba harcamışlardır. Bölgedeki egemenliğini devam ettirmek isteyen Osmanlı, Emir II. Beşîr eş-Şihâbî’yi desteklemiş, her yıl ona emirlik beratı ve hilati göndermiştir. II. Beşîr, tıpkı Arap Halife, emir ve komutanları gibi sarayında her biri farklı bir fraksiyona mensup Nikola et-Türk, Emîn el-Cündî, Nâsîf el-Yâzıcî ve Butrus Kerâme adında 4 şair istihdam ederek, bu şairler aracılığıyla farklı etnik ırk ve dinlere mensup grupları kontrol altında tutmayı amaçlamıştır. Bu şairler arasında II. Beşîr’e en çok hizmet eden ve ölünceye kadar yanından ayrılmayan Butrus Kerâme’dir. Lübnan asıllı bir çevirmen ve şair olan Kerâme (1774-1851) Katolik bir Rum’dur (Melkite). Saraydaki Arapça konuşan diğer Ermeni ve Rum şairlerle birlikte II. Beşîr’e övgü şiirleri söylemiş ve Lübnan Emiri II. Beşîr eş-Şihâbî’nin şairi olarak ünlenmiştir. Beşîr’in yanı sıra dönemin Osmanlı vali ve mutasarrıflarına da övgü dolu şiirler yazan Butrus Kerâme, 1840 yılında Emir Beşîr’in İngilizler tarafından Malta’ya sürgüne gönderilmesi üzerine onunla birlikte Malta’ya gitmiştir. 1 yıl sonra 1841’de İstanbul’a gelerek II. Beşîr için uygun ortamı hazırlamış, Hariciye Nezaretinde ve Mabeyin-i Hümâyunda çevirmen olarak çalışmıştır. II. Beşir’in Hıristiyan şairleri genel olarak Osmanlıyı dönemin Lübnan’ındaki bütün olayların tek sorumlusu olarak görmüşler; bu nedenle de Osmanlının Orta doğudaki varlığına sert bir şekilde karşı çıkmışlardır. Ancak nadiren de olsa Osmanlı hükümdarların
ISSN:1300-1582
2148-8657