Ertan Erol, Tanrıya Uzak Merkeze Yakın: Meksika ve Türkiye’de Çevre Kapitalizminin Tarihsel Sosyolojisi
Tarihsel Sosyoloji’nin (TS) Uluslararası İlişkiler (Uİ) alanına getirdiği en önemli yenilik, analiz düzeyini aynı anda hem yatay düzlemde geniş bir toplumsal coğrafyaya, hem de dikey düzlemde derin bir tarihsel arka plana taşıyabilmiş olmasıdır. Böylelikle, yalnızca ana-akım Uİ teorilerinin devlet-m...
Gespeichert in:
Veröffentlicht in: | Uluslararasi Iliskiler / International Relations 2021, Vol.18 (69), p.135-137 |
---|---|
1. Verfasser: | |
Format: | Artikel |
Sprache: | tur |
Schlagworte: | |
Online-Zugang: | Volltext |
Tags: |
Tag hinzufügen
Keine Tags, Fügen Sie den ersten Tag hinzu!
|
Zusammenfassung: | Tarihsel Sosyoloji’nin (TS) Uluslararası İlişkiler (Uİ) alanına getirdiği en önemli yenilik, analiz
düzeyini aynı anda hem yatay düzlemde geniş bir toplumsal coğrafyaya, hem de dikey düzlemde
derin bir tarihsel arka plana taşıyabilmiş olmasıdır. Böylelikle, yalnızca ana-akım Uİ teorilerinin
devlet-merkezci ‘yöntemsel ulusçuluk/uluslararasıcılık’ ve ‘şimdiki-zaman merkezcilik’ gibi
problemli noktaları aşılmaz,1 bunlarla birlikte Uİ ile Karşılaştırmalı Siyaset (KS) arasındaki boşluk
da doldurulmuş olunur.2 Ertan Erol’un Tanrıya Uzak Merkeze Yakın: Meksika ve Türkiye’de Çevre
Kapitalizminin Tarihsel Sosyolojisi adlı kitabı bu zor görevi üstün bir akademik birikimi akıcı bir dil
ile harmanlayarak başarmaktadır. Yazarın kendi sözleriyle, kitap, “Meksika ve Türkiye’nin, uluslararası
iş bölümünün periferisinde yer alan iki toplumsal mekân olarak kapitalizme eklemlenmelerinden,
günümüzde konumlandıkları alt-emperyalist pozisyonlara kadar geçen sürecin, kendine özgü
sosyoekonomik koşullarını ortaya koymaya çalışmaktadır” (s. 1). Bu kendine özgü Karşılaştırmalı
Tarihsel Sosyoloji (KTS) çalışması bir yandan mekân-zamansal (spatio-temporal) bir kavramsal
çerçeve oluşturmayı amaçlarken, bir yandan da ulus-devleti bir analiz biçimi olarak ele alıp bağımlı
kapitalist üretim ilişkilerinin ortaya çıkışının farklı coğrafyalardaki olağanüstü benzerliklerini gözler
önüne sermektedir. Bu benzerlikler bize genelde coğrafyanın, özelde de jeopolitiğin nasıl da asli unsur
olduğunu, bu unsurların neoliberal küreselleşme ile olan ilişkiselliği çerçevesinde göstermektedir.
Kitap, Meksika ve Türkiye’nin kapitalist birikim merkezleri olan ABD ve Avrupa’ya coğrafi yakınlığının,
her ikisindeki çevresel kapitalist gelişmenin paralelliğini ortaya çıkardığını tarihsel bir anlatımla ve
ikna edici bir biçimde okuyucuya sunmaktadır. |
---|---|
ISSN: | 1304-7310 1304-7310 |