Tarımsal Önalım Hakkı ile İlgili Yargıtay 14. Hukuk Dairesi’nin 15.01.2019 Tarih ve 2018/3645E.-2019/3391K. Sayılı Kararı’nın Değerlendirilmesi

Hukukumuzda, tarım arazilerinin korunması ve parçalanmasının önlenmesine yönelik yeterli düzenlemelerin olmadığı göz önünde bulundurularak, Toprak Koruma ve Arazi Kullanımı Kanunu ile Türk Medeni Kanunu’nun bazı hükümlerinde, 6537 sayılı Toprak Koruma ve Arazi Kullanımı Kanunu’nda Değişiklik Yapılma...

Ausführliche Beschreibung

Gespeichert in:
Bibliographische Detailangaben
Veröffentlicht in:Public and Private International Law Bulletin 2021-01, Vol.40 (2), p.893-915
Hauptverfasser: Yavuz, Cevdet, Açıkgöz, Osman
Format: Artikel
Sprache:eng ; tur
Schlagworte:
Online-Zugang:Volltext
Tags: Tag hinzufügen
Keine Tags, Fügen Sie den ersten Tag hinzu!
Beschreibung
Zusammenfassung:Hukukumuzda, tarım arazilerinin korunması ve parçalanmasının önlenmesine yönelik yeterli düzenlemelerin olmadığı göz önünde bulundurularak, Toprak Koruma ve Arazi Kullanımı Kanunu ile Türk Medeni Kanunu’nun bazı hükümlerinde, 6537 sayılı Toprak Koruma ve Arazi Kullanımı Kanunu’nda Değişiklik Yapılması Hakkındaki Kanunla değişiklikler yapılmış ve bir takım yeni düzenlemeler getirilmiştir. Söz konusu değişikliklerin ve düzenlemelerin temel olarak amacı, 5403 sayılı Toprak Koruma Arazi Kullanımı Kanunu’ndaki eksikliklerin giderilerek toprağın korunması ve geliştirilmesidir. Zira tarımsal arazilerin parçalanmasını önlemeye yönelik yasal düzenlemelerin gecikmeli olarak hayata geçirilmesi, satış ve miras yoluyla küçülme ve parçalanmanın hızla devam etmesine yol açmış, tarımsal üretim ile ekonomik verimlilik bundan olumsuz yönde etkilenmiştir. Bu olumsuzlukları göz önünde bulunduran Kanun Koyucu, tarımsal araziler bakımından “mülkiyetin devri sistemi” ni yeniden düzenlemiştir. Tarımsal arazilerin mirasçılar arasında paylaşılmasını önlemeye yönelik olarak içerik ve yöntem bakımından farklı tedbirler getirilmiştir. Bu çerçevede, hukukumuza kazandırılan önemli düzenleme ve yeniliklerden birisi de “tarımsal önalım hakkı”nın düzenlenmiş olmasıdır. Buna göre, tarımsal araziler -sınırdaş tarımsal arazi malikleri dışında- üçüncü kişilere satıldığında, satışı gerçekleşen tarımsal araziye sınırı olan (sınırdaş) diğer tarımsal arazi malikleri lehine yasal (tarımsal) önalım hakkı doğmaktadır. Hakkın kullanılmasında, TMK hükümlerinin uygulanacağı belirtilmiştir. Birden fazla sınırdaş tarımsal arazi malikinin önalım hakkını kullanması halinde ise “tarımsal bütünlük” ölçütüne (kriterine) başvurulacağı ifade edilmiştir. Aynı kanunla 5403 sayılı Kanun’un 3. maddesinin birinci fıkrasının (h) ve (ı) bentleri de değiştirilmiş, tarımsal arazilerin bölünme sınırını oluşturan “Asgari tarımsal arazi büyüklüğü” ile “Yeter gelirli tarımsal arazi büyüklüğü” ölçütleri (kriterleri) getirilmiştir. Söz konusu ölçütlerin tarımsal önalım hakkının doğumunda ve kullanılmasında ifade ettiği anlam ve işlevin belirlenmesi, inceleme konumuzu oluşturan Yargıtay kararı bakımından önem taşımaktadır.
ISSN:2651-5377
DOI:10.26650/ppil.2020.40.2.0049