1930’lardan günümüze Ankara’daki okul çocuklarında boy uzunluğunun seküler değişimi ve sosyoekonomik düzey ile ilişkisi
Büyüme ve gelişme süreci gerek bireyin sağlığı, gerek halk sağlığı konusunda önemli bilgiler verirken, boy uzunluğu; halk sağlığı, antropoloji, ekonomi gibi pekçok disiplinin odağında yer alan bir değişken olarak karşımıza çıkmaktadır. Yapılan çalışmalar, değişen sosyoekonomik koşulların, insanın fi...
Gespeichert in:
Veröffentlicht in: | Ankara araştirmalari dergisi = Journal of Ankara studies 2020, Vol.8 (1), p.1-12 |
---|---|
Hauptverfasser: | , |
Format: | Artikel |
Sprache: | tur |
Schlagworte: | |
Online-Zugang: | Volltext |
Tags: |
Tag hinzufügen
Keine Tags, Fügen Sie den ersten Tag hinzu!
|
Zusammenfassung: | Büyüme ve gelişme süreci gerek bireyin sağlığı, gerek halk sağlığı konusunda önemli bilgiler verirken, boy uzunluğu; halk sağlığı,
antropoloji, ekonomi gibi pekçok disiplinin odağında yer alan bir değişken olarak karşımıza çıkmaktadır. Yapılan çalışmalar, değişen
sosyoekonomik koşulların, insanın fiziksel yapısı üzerinde olumlu ya da olumsuz etkileri olduğunu göstermiştir. Çalışmanın amacı,
Türkiye Cumhuriyeti’nin erken dönemlerinde gerçekleştirilen öncül çalışmalar ile 1950-2017 yılları arasında Ankara’da yaşayan
6-17 yaş arası çocukları üzerinde ayrıntılı olarak gerçekleştirilen çalışmaları değerlendirmek ve boy uzunluğunda gözlenen seküler
değişimi irdelemektir. Buna yönelik olarak öncül çalışma sonuçları literatürden derlenmiş, 1950 (1020 erkek, 970 kız), 2005 (709
kız, 718 erkek) ve 2017 (761 erkek, 724 kız) yıllarında kesitsel olarak gerçekleştirilen üç saha araştırmasının verileri yeni metotlar
kullanılarak analiz edilmiştir. Geçtiğimiz 80 yıllık dönemde Ankara’da yaşayan okul çocuklarında boy uzunluğunun seküler
değişiminde hem pozitif hem de negatif eğilim tespit edilmiştir. 1950’lerde her iki cinsiyette de negatif seküler değişim gösterirken,
erkeklerde dalgalanmanın daha belirgin olduğu tespit edilmiştir. Erkek çocukların olumsuz çevresel koşullara karşı hassasiyeti,
büyüme hızındaki yavaşlama ile ilişkilendirilmektedir. Buradan yola çıkarak cinsiyetler arasındaki vücut boyut ve şeklinde görülen oluşfarklılıkları
tanımlayan seksüel dimorfizmin özellikle 2017 yılı çalışmasında 1950 yılı çalışmasından daha dikkat çekici olduğu
söylenebilir. |
---|---|
ISSN: | 2147-8724 |
DOI: | 10.5505/jas.2020.04127 |