Cinsel suçlar, Türk Ceza Kanununun cinsel suçlara ilişkin düzenlemelerinin dayandığı felsefi temel, cinsel suçlara ilişkin kanun hükümlerinin uygulanmasından kaynaklanan sorunlar

Türk Ceza Kanununda yer alan cinsel suçlara ilişkin düzenlemelerin dayandığı felsefi yaklaşım esas alınmadan uygulama geliştirilmesinin, çeşitli sorunlara sebebiyet vereceği kaçınılmaz bir gerçektir. Doğru bir uygulama gerçekleştirebilmek için, öncelikle, cinsel suçlara ilişkin düzenlemelerin dayand...

Ausführliche Beschreibung

Gespeichert in:
Bibliographische Detailangaben
Veröffentlicht in:Gazi Üniversitesi Hukuk Fakültesi dergisi 2020-01, Vol.24 (1), p.257-283
1. Verfasser: Özgenç,İzzet
Format: Artikel
Sprache:tur
Schlagworte:
Online-Zugang:Volltext
Tags: Tag hinzufügen
Keine Tags, Fügen Sie den ersten Tag hinzu!
Beschreibung
Zusammenfassung:Türk Ceza Kanununda yer alan cinsel suçlara ilişkin düzenlemelerin dayandığı felsefi yaklaşım esas alınmadan uygulama geliştirilmesinin, çeşitli sorunlara sebebiyet vereceği kaçınılmaz bir gerçektir. Doğru bir uygulama gerçekleştirebilmek için, öncelikle, cinsel suçlara ilişkin düzenlemelerin dayandığı felsefi yaklaşımı ortaya koymak gerekir. Bu yaklaşım sorunu dolayısıyladır ki, yüksek mahkeme içtihatlarında cinsel davranışlara yönelik rızanın cinsel suçlar bakımından bir “hukuka uygunluk sebebi” oluşturduğu yönündeki yanlış gerekçelendirmelere devam edilmektedir. Keza, bir kusurluluğu etkileyen ve hatta bazı durumlarda ortadan kaldıran sebep olarak haksızlık hatasına ilişkin kanun hükümlerinin özellikle cinsel suçlar bakımından uygulanmasındaki çekingenlik, ortaya bir dizi sorunlu mahkumiyet hükmü ve hükümlü sorunu çıkarmıştır. Bu sorunların TCK’nın mevcut hükümleri çerçevesinde geliştirilen içtihatlarla çözümlenmesi mümkün ve gerekirken, söz konusu çekingenlik, yasama faaliyetiyle, yani geçici madde şeklinde de olsa, kanuni düzenlemeyle “çözümlenmesi” çabalarını tetiklemiştir. Çalışmamızda, özellikle cinsel istismar suçunun mağduru ile failinin bilahare “evlendirilmeleri” bağlamında ortaya çıkan sun’î “sorunun” kanuni düzenlemeyle “çözümlenmesine” çalışılmasının yanlışlığına ve doğru çözüme ilişkin açıklamalarda bulunulmuştur.
ISSN:1302-0013
DOI:10.34246/ahbvuhfd.682799