Antikoagülan tedavi alan non-valvüler atriyal fibrilasyon hastalarında nöron spesifik enolaz ile tespit edilen sessiz serebral infarkt

Amaç: Atriyal fibrilasyonu (AF) olan hastalarda serebral infarkt, klinik olarak sessiz infarkttan katastrofik sonuçları olan duruma kadar, geniş bir yelpazede görülebilir. Klinik olarak belirgin inme veya geçici iskemik atak (GİA) yokluğunda, nöron spesifik enolazın (NSE) yükselmesi, sessiz serebral...

Ausführliche Beschreibung

Gespeichert in:
Bibliographische Detailangaben
Veröffentlicht in:Ankara Ueniversitesi Tip Fakültesi mecmuasi 2018-02, Vol.71 (2), p.130-134
Hauptverfasser: Göksülük,Hüseyin, Güleç,Hasan Sadi
Format: Artikel
Sprache:tur
Schlagworte:
Online-Zugang:Volltext
Tags: Tag hinzufügen
Keine Tags, Fügen Sie den ersten Tag hinzu!
Beschreibung
Zusammenfassung:Amaç: Atriyal fibrilasyonu (AF) olan hastalarda serebral infarkt, klinik olarak sessiz infarkttan katastrofik sonuçları olan duruma kadar, geniş bir yelpazede görülebilir. Klinik olarak belirgin inme veya geçici iskemik atak (GİA) yokluğunda, nöron spesifik enolazın (NSE) yükselmesi, sessiz serebral infarkt (SSİ) olarak adlandırılır ve nörolojik defisitler, kognitif fonksiyonlarda bozulma ve hatta mortalite artışı ile ilişkili olabilir. Oral antikoagülan almakta olan non-valvüler AF’li hastalarda SSİ prevalansını değerlendirmeyi amaçladık. Gereç ve Yöntem: Kan örnekleri, polikliniğe başvuran non-valvüler AF’li ardışık 100 hastadan toplandı. NSE seviyesinde 12 ng/mL’den fazla artış olması SSİ olarak kabul edildi. Bulgular: Hastaların yaş ortalaması 70 idi ve çoğunlukla kadındı. Kırk dokuz hasta (%49) warfarin kullanıyordu. Ortalama uluslararası normalleştirilmiş oran düzeyi 2,3±1,1 idi. Elli bir hasta (%51) direkt oral antikoagülan (DOAC) tedavisi [dabigatran (n=7), rivaroksaban (n=13) ve apiksaban (n=31)] alıyordu. Çalışma popülasyonunun ortalama CHA2DS2-VASc skoru 3,8±1,5 idi. Kırk üç hastada (%43) NSE yükselmesi saptandı. Bu hastalar daha yaşlıydılar, kronik kalp yetmezliği ve geçirilmiş inme/GİA öyküsü daha yüksekti. Artmış sol atriyum çapı, azalmış glomerüler filtrasyon hızı ve yüksek CHA2DS2-VASc skoru, SSİ ile ilişkili diğer faktörlerdi. DOAC alan hastalar ve oral antikoagülan tedaviye ilave aspirin alan hastalarda SSİ görülme prevalansı daha düşüktü. Çok değişkenli analiz, yüksek CHA2DS2-VASc skorunu [odds oranı (OR): 2,6; %95 güven aralığı (GA): 1,3-5,1; p=0,007] ve warfarinin kullanımını (OR: 3,8; %95 GA: 1,2-11,9; p=0,02) SSİ’nin bağımsız öngördürücüleri olarak göstermiştir. Sonuç: Sessiz beyin hasarı, oral antikoagülan tedaviye rağmen nonvalvüler atriyal fibrilasyonu olan hastalarda oldukça yaygındır.
ISSN:0365-8104
1307-5608
DOI:10.4274/atfm.16362