Kalsifiye Stenotik Süperfisyal Femoral Arter Lezyonlarının Tedavisinde Direksiyonel Aterektomi ile Kombine Edilmiş Paklitaksel Salınımlı Balon Anjioplasti ve Kendiliğinden Açılan Nitinol Stent Uygulamasının Karşılaştırılması
Amaç: Periferik arter hastalığı insidansının artması ve periferik vasküler cerrahi sonrası istenmeyen sonuçları azaltmak için endovasküler girişimlerin sıklığı ve çeşitliliği artmıştır. Yaygın kalsifik stenotik lezyonlar, endovasküler prosedürlerin açık kalma oranlarını etkilemekte ve komplikasyon s...
Gespeichert in:
Veröffentlicht in: | Duzce medical journal 2019-04, Vol.21 (1), p.9-13 |
---|---|
Hauptverfasser: | , , |
Format: | Artikel |
Sprache: | eng |
Schlagworte: | |
Online-Zugang: | Volltext |
Tags: |
Tag hinzufügen
Keine Tags, Fügen Sie den ersten Tag hinzu!
|
Zusammenfassung: | Amaç: Periferik arter hastalığı insidansının artması ve periferik vasküler cerrahi sonrası istenmeyen sonuçları azaltmak için endovasküler girişimlerin sıklığı ve çeşitliliği artmıştır. Yaygın kalsifik stenotik lezyonlar, endovasküler prosedürlerin açık kalma oranlarını etkilemekte ve komplikasyon sıklığını artırmaktadır. Bu çalışmada direksiyonel aterektomi (DA) ile kombine edilmiş paklitaksel salınımlı balon anjioplasti (PEBA) ve kendiliğinden açılan nitinol stent (SENS) uygulamalarının açık kalma oranları bakımından karşılaştırılması amaçlandı.Gereç ve Yöntemler: Namık Kemal Üniversitesi Hastanesi Kalp Damar Cerrahisi kliniğinde Mart 2013 ile Mayıs 2014 tarihleri arasında kalsifik stenotik süperfisyal femoral arter lezyonları sebebiyle endovasküler prosedür uygulanmış 56 hasta (her grupta 28 olgu) çalışmaya alındı. Olguların yaş ortalaması 65,4±7,6 olup, 10’u kadın 46’sı erkek idi. Olgular işlem öncesi ve işlem sonrası 6. aya kadar Ayak bileği-kol indeksi (ABI), Rutherford skoru (RS) ve Doppler ultrasonografi (DUSG) ile takip edildi.Bulgular: DA ve PEBA grubunda ortalama lezyon uzunluğu 66,4±24,8 mm olup SENS grubunda ise 65,0±20,6 mm olarak tespit edildi. Olguların 6 aylık takibinde primer ve sekonder açık kalma oranları DA ve PEBA grubunda %85,7 ve %92,9 olarak saptanırken SENS grubunda ise %57,1 ve %71,4 olarak saptandı. Gruplar arasında istatistiksel olarak anlamlı bir fark mevcuttu. Her iki grupta da ABI ve RS açısından anlamlı derecede düzelme olduğu gözlendi.Sonuç: Bu çalışmadan elde edilen sonuçlardan, DA ile kombine edilmiş PEBA’nın, başarılı erken dönem sonuçları olması, intravasküler yabancı cisim içermemesi ve cerrahi şansını anastomoz sahasını etkilemeden devam ettirmesi sebepleriyle SENS uygulamasına göre daha üstün olduğunu düşünmekteyiz. |
---|---|
ISSN: | 1307-671X |
DOI: | 10.18678/dtfd.474548 |