Acil Servise Başvuran Dermatolojik Hastaların Aciliyet Uygunluğunun; Anksiyete, Depresyon Düzeyleri Ve Dermatolojik Yaşam Kalitesi Arasındaki İlişki İle Değerlendirilmesi: Prospektif Gözlemsel Bir Çalışma
Amaç: Çalışmamızda dermatolojik şikayetlerle acil kliniğine başvuran hastaların demografik verilerinin tanımlanması, gerçek dermatolojik acil vakaların oranının belirlenmesi ve beck anksiete ve depresyon ölçekleri ile başvuru nedenlerinin psiko-sosyal zemininin ve acil servise acil olmayan hastaları...
Gespeichert in:
Veröffentlicht in: | Ankara medical journal 2019-06, Vol.19 (2), p.407-415 |
---|---|
Hauptverfasser: | , |
Format: | Artikel |
Sprache: | eng |
Schlagworte: | |
Online-Zugang: | Volltext |
Tags: |
Tag hinzufügen
Keine Tags, Fügen Sie den ersten Tag hinzu!
|
Zusammenfassung: | Amaç: Çalışmamızda dermatolojik şikayetlerle acil kliniğine başvuran hastaların demografik verilerinin tanımlanması, gerçek dermatolojik acil vakaların oranının belirlenmesi ve beck anksiete ve depresyon ölçekleri ile başvuru nedenlerinin psiko-sosyal zemininin ve acil servise acil olmayan hastaların başvuru gerekçelerinin tanımlanması amaçlanmıştır. Materyal ve Metot: Prospektif gözlemsel ve anket çalışma araştırma tek merkez olarak 3 aylık dönemde acil tıp kliniğine dermatolojik aciller nedeniyle başvuran 18 yaşından büyük hastalar dahil edilerek yapıldı. Çalışmada acil servise başvuran bu hastalar ilk tanı ve tedavileri acil tıp hekimleri tarafından yapıldıktan sonra dermatoloji uzmanına konsulte edildi. Hastaların demografik verileri, dermatolojik yaşam indeksi, beck anksiete ve depresyon ölçeği kayıt altına alındı. Bulgular: 200 hastanın ortalama yaşı 40,5 (16,39), 116’ sı (%58) kadındı. En sık başvuru grubunun şikayetleri 1 ay ve üzerinde (n=58, %29) idi. Gerçek dermatolojik hasta grubu tüm hastaların %29,5’ i idi. En sık başvuru nedeni hastaların durumlarının acil olduğunu düşünmeleri (%47,50) ve klinik tanıları en sık ürtiker (%24) idi. Hastalar dermatolojik yaşam kalite indeksine göre; 79’ unun (%39,5) orta derecede etkilendiği gözlendi. Beck anksiete puan ölçeğine göre tüm hastaların ortalama değeri 15,22 12,56’ idi. Beck depresyon sınıflamasına göre hastaların ortalaması 12,8 +8,9’ idi. Hastalar beck depresyon-anksiete ölçeği ve dermatolojik yaşam indeksine göre hafif ve orta-şiddetli olarak 2 gruba ayrıldığında her iki grup arasında cinsiyet, yaş, medeni durum, eğitim durumu, gelir düzeyi, şikayet başvuru süresi, başvuru sebebi arasında istatistiksel olarak anlamlı fark tespit edilmedi, sadece beck anksiete depresyon ölçeğine göre cinsiyet farklılıklarına göre istatistiksel olarak anlamlı fark tespit edildi (p=0,029). Sonuç: Çalışmamız acilden gelen hastaların kısa sürede dermatoloji hekimi tarafından değerlendirilmesi ile daha doğru tanı, hızlı tedavi imkanı sağlaması yanısıra gereksiz tıbbi yaklaşımların ve masrafların önlenmesinde fayda sağlamıştır. Hastaların acile başvurularında anksiyete düzeylerinin yüksek olmasının önemli bir faktör olduğu, bu nedenle bilinçlendirme çalışmalarının gerek sosyal medya gerek hastane temelli çalışmalarla bu noktaya değinilerek artırılması sık başvurunun önlenmesinde fayda sağlayacaktır kanaatindeyiz. |
---|---|
ISSN: | 2148-4570 |
DOI: | 10.17098/amj.576971 |