Spinoza'nın ‘İçsel Huzur’ Teorisi: Duygusal Doyum ve Zihinsel Dinginlik

Bu makale, Spinoza’nın ahlak felsefesinin merkezî kavramlarından olan ve “içsel huzur”, “tatminlik” veya “doyum” olarak Türkçeye çevrilebilen acquiescentia kavramına ve onunla ilişkili olan diğer iki kavrama odaklanmaktadır. Bu iki kavramdan birisi “kendinden memnuniyet” duygusu olarak çevrilebilen...

Ausführliche Beschreibung

Gespeichert in:
Bibliographische Detailangaben
Veröffentlicht in:Hitit İlahiyat Dergisi 2023-06, Vol.22 (1), p.229-266
1. Verfasser: Enes Dağ
Format: Artikel
Sprache:ara ; tur
Online-Zugang:Volltext
Tags: Tag hinzufügen
Keine Tags, Fügen Sie den ersten Tag hinzu!
Beschreibung
Zusammenfassung:Bu makale, Spinoza’nın ahlak felsefesinin merkezî kavramlarından olan ve “içsel huzur”, “tatminlik” veya “doyum” olarak Türkçeye çevrilebilen acquiescentia kavramına ve onunla ilişkili olan diğer iki kavrama odaklanmaktadır. Bu iki kavramdan birisi “kendinden memnuniyet” duygusu olarak çevrilebilen acquiescentia in se ipso iken, diğeri zihinsel bir durumu ifade eden ve “zihinsel dinginlik” olarak çevrilebilen mentis/animi acquiescentia kavramıdır. Makalede Tanrı’da bir varlık olan ve Doğa’daki zorunluluğa tabi olan, dolayısıyla var olmak ve eylemek bakımından belirlenen insanın bir “duygusal doyum”a ve yeterli fikirlerin neden olduğu zihinsel durumlardan doğan bir “zihinsel dinginlik”e ulaşıp ulaşmadığı soruşturulmaktadır. Bu doğrultuda Spinoza’nın içsel huzur teorisi “duygusal doyum” ve “zihinsel dinginlik” olarak ortaya konulmaktadır. Spinoza’nın “içsel huzur” veya “doyum” teorisiyle amacı, insana “kendinden memnuniyet” duymasını, zihnini doğru bilgiden kaynaklanan hoşnutlukla doyurmasını, gelip geçici olmayan fakat en üstün olan duygulara ulaşmasını ve yaşamını bu doğrultuda sürdürmesini sağlayacak epistemolojik ve etik bir rehberlik sunmaktır. Makalede, Spinoza’nın “içsel huzur” teorisini müstakil olarak ele alan ve literatürde önemli bir boşluğu dolduran çalışmalara ayrıca değinilmekte ve bu çalışmaların ana tezleri aydınlatılmaktadır. Bununla birlikte söz konusu çalışmaların ana fikirleri eleştirilmekte, yeni okuma önerileri sunulmakta ve farklı argümanlarla farklı sonuçlara ulaşılmaktadır. Bu doğrultuda söz konusu teoriyi inceleyen yazarların bir yandan hem “kendinden memnuniyet”i hem “zihinsel dinginlik”i farklı derecelerde oluşan “doyum”u ifade eden aynı “duygu” olarak ele aldıkları görülmektedir. Diğer yandan da söz konusu yazarların bu aynı duygunun yol açtığı “doyum”un farklı derecelerini Spinoza’nın üç bilgi türüyle ilişkilendirdikleri tespit edilmektedir. Makalede, özellikle “kendinden memnuniyet”in ve “zihinsel dinginlik”in bir yandan niçin aynı duygu olmadığı gerekçelendirilirken diğer yandan söz konusu “doyum”un farklı derecelerinin hangi sebeple doğrudan Spinoza’nın üç bilgi türünün her birine denk düşmediği açık kılınmaktadır. Bu zeminden hareketle, “kendinden memnuniyet” bir duygu, “zihinsel dinginlik” ise kapsamlı bir zihinsel durum olarak ortaya konulmaktadır. Burada birincisi akıldan sezgiye doğru artan bir “doyum”u ifade ederken, ikincisi yalnızca sezgi ile oluşan üst bir “doyum”u belirtir. Söz konusu doyumun oluşmasında akıl bir bi
ISSN:2757-6949
DOI:10.14395/hid.1235191