Semih Kaplanoğlu Sinemasında Görüntü Yönetimi ve Görsel Dilin Araladığı Anlam Katmanları

Düşünsel ve estetik yapıları itibariyle değerli bulunan filmler incelendiğinde görüntü yönetiminin özel bir yere sahip olduğu görülmektedir. Film sanatının önemli bileşenlerinden olan sinematografi farklı düşünsel ve estetik yaklaşımlara dayanan filmlerin birbirlerinden ayrıştıkları ve kendi özgün t...

Ausführliche Beschreibung

Gespeichert in:
Bibliographische Detailangaben
Veröffentlicht in:Medya ve Din Araştırmaları Dergisi 2023-12, Vol.6 (2), p.204-233
1. Verfasser: Hasan Ramazan Yılmaz
Format: Artikel
Sprache:eng
Schlagworte:
Online-Zugang:Volltext
Tags: Tag hinzufügen
Keine Tags, Fügen Sie den ersten Tag hinzu!
Beschreibung
Zusammenfassung:Düşünsel ve estetik yapıları itibariyle değerli bulunan filmler incelendiğinde görüntü yönetiminin özel bir yere sahip olduğu görülmektedir. Film sanatının önemli bileşenlerinden olan sinematografi farklı düşünsel ve estetik yaklaşımlara dayanan filmlerin birbirlerinden ayrıştıkları ve kendi özgün tarzlarını oluşturdukları noktalardan biridir. Görüntü yönetimiyle özgün bir tarz oluşturmayı başaran yönetmenlerden biri de Semih Kaplanoğlu’dur. Kaplanoğlu’nun insanı bu dünyadaki bağlarından koparmadan, manevi tecrübeleriyle kadraja aldığı görüntüye hikâyeden bağımsızlaşan otonom bir yapı kazandırmakta oldukları görülmektedir. Bu çalışma, Kaplanoğlu sinemasında sinematografik uygulamaların nasıl bir üslup oluşturduğunu ve görüntü yönetiminin filmlerde kurulan düşünsel ve manevi yapının oluşumundaki rolünü tespit etmektedir. Yumurta, Süt, Bal ve Buğday filmlerinde beliren temel anlam ve değerler bağlamında seçilen sahne ve sekanslara ait çekimler kare kare analiz yöntemiyle çözümlenmektedir. Yumurta’da kompozisyonları kadraj dışına açıp, kadrajdaki negatif alanı kadraj dışındaki ruhsal alana bağlayan, Süt’te karakterin ruhsal durumunu kompozisyonun iki ucu arasındaki sınırı geçip geçmeme yönündeki tercihte saklayan, Bal’da düşük ışıklı kompozisyonlarda karakterin ruhsal gerilimini ortaya koyan Kaplanoğlu, Buğday’da ise manevi olanı renklerden arındırılmış bir hayal düzleminde suretlendirmektedir.
ISSN:2636-8811
DOI:10.47951/mediad.1391892