Doris Lessing’s The Golden Notebook: A Critique of Socialism or the Stalinisation of Socialism?

Even though it is a well-accepted fact that most socialists have been opposed to the one-man rule of the Stalinist regime, described as “a whole river of blood” by Trotsky (1937), the name of Stalin is deliberately manipulated and linked with socialism in order to implicitly charge Marxism with inhe...

Ausführliche Beschreibung

Gespeichert in:
Bibliographische Detailangaben
Veröffentlicht in:Edebiyat Fakültesi dergisi (Hacettepe Üniversitesi) 2019-06, Vol.36 (1), p.11-22
1. Verfasser: BAGLAMA, Sercan Hamza
Format: Artikel
Sprache:eng ; ger
Schlagworte:
Online-Zugang:Volltext
Tags: Tag hinzufügen
Keine Tags, Fügen Sie den ersten Tag hinzu!
Beschreibung
Zusammenfassung:Even though it is a well-accepted fact that most socialists have been opposed to the one-man rule of the Stalinist regime, described as “a whole river of blood” by Trotsky (1937), the name of Stalin is deliberately manipulated and linked with socialism in order to implicitly charge Marxism with inherent despotic inclinations. In this context, the aim of this study is to unearth the fossilised hierarchal structure of the Stalinist bureaucracy, to investigate the impacts of the ideological hegemony of the Stalinist dogma on the revolutionary practices of socialist activists and to reveal that Stalinism, above all, victimised and tyrannised socialist activists, through a close reading of Anna’s critical attitude towards the Communist Party in Doris Lessing’s The Golden Notebook. This study will also focus on the role of the left-wing writer in a mid-fifties communist milieu and examine the dogmatisation of Marxism and the widening gap between theory and practice in left-wing politics during the Stalin era. This will provide a framework to discuss whether the novel is actually intended or functions more as a critique of socialism or specifically of Stalinism. Over the course of the study, some short excerpts from Lessing’s interviews and autobiographical work, Walking in The Shade: Volume Two of My Autobiography, 1949-1962, will be used.  Birçok Sosyalistin Stalin dönemindeki tek adam diktatörlüğüne – Trotsky (1937) bu durumu “kan deryası” olarak isimlendirir – karşı çıktığı bilinen bir gerçek olsa da Stalin figürü Marksist dünya görüşünün despotik eğilimlere sahip olduğunu belirtmek amacıyla bilinçli olarak manipüle edilip Sosyalizm ile ilişkilendirilmektedir. Bu noktada, bu çalışmanın amacı, Stalinist bürokrasinin fosilleşmiş hiyerarşik yapısını, Stalinist dogmanın Sosyalist aktivistlerin devrimci pratikleri üzerindeki ideolojik hegemonyasını ve Stalinist dünya görüşünün, her şeyden önce Sosyalistlere zulmettiğini, Doris Lessing’in The Golden Notebook isimli eserinde Anna’nın Komünist Parti’ye olan eleştirel yaklaşımını göz önünde bulundurarak ortaya koymaktır. Bu çalışma, aynı zamanda, 1950’lerin ortasında komünist çevrelerdeki sol kökenli yazarların eğilimleri üzerine odaklanacak ve Stalin dönemindeki Marksist dünya görüşünün dogmalaşmasını ve pratik ile teori arasındaki giderek büyüyen uçurumu inceleyecektir. Bu da romanın Sosyalizmin mi yoksa Sosyalizmin Stalinizasyonunun mu eleştirisi olup olmadığını tartışmak için teorik bir zemin oluşturacaktır. Çalış
ISSN:1301-5737
DOI:10.32600/huefd.434191