Kolorektal Kanserlerde Venöz İnvazyonun Elastik Lif Boyası Eşliğinde Yeniden Değerlendirilmesi

Amaç : Kolorektal kanserlede ( KRK) venöz invazyonun(Vİ) prognostik önemi uzun yıllardır bilinmektedir. Vİ uzak organ metastazları için bağımsız prediktör olarak kabul edilmektedir. KRK'lerde beklenen Vİ oranı en az % 25’dir. Gastrointestinal kanal spesmenlerine spesifik bakan patologların oldu...

Ausführliche Beschreibung

Gespeichert in:
Bibliographische Detailangaben
Veröffentlicht in:Sakarya tıp dergisi 2022-06, Vol.12 (2), p.294-300
Hauptverfasser: Hatice Karaman, Saliha Karagöz Eren, Fatoş Tekelioğlu, Merve Doğan, Serdal Sadet Özcan, Ebru Akay
Format: Artikel
Sprache:eng
Schlagworte:
Online-Zugang:Volltext
Tags: Tag hinzufügen
Keine Tags, Fügen Sie den ersten Tag hinzu!
Beschreibung
Zusammenfassung:Amaç : Kolorektal kanserlede ( KRK) venöz invazyonun(Vİ) prognostik önemi uzun yıllardır bilinmektedir. Vİ uzak organ metastazları için bağımsız prediktör olarak kabul edilmektedir. KRK'lerde beklenen Vİ oranı en az % 25’dir. Gastrointestinal kanal spesmenlerine spesifik bakan patologların olduğu merkezlerde bu oran genel patalogların baktığı spesmenlerle karşılaştırıldığında daha fazladır. Elastik Lif Boyası (ELB) kullanımının VI oranlarını artırdığı ileri sürülmektedir. Bu çalışmada amacımız Vİ olmayan KRK olgularına ELB uygulayarak yeniden değerlendirmek, yanlış yorumlamaya neden olan etkenleri belirlemek ve ELB'nin rutinde kullanımını sorgulamaktır. Gereç ve Yöntemler: 2018-2020 tarihleri arasında tanı almış 166 KRK materyalinden Vİ bulunmayan, Vİ belirlenirken boyama işlemi yapılmamış, 77 olgunun preparatları yeniden incelendi. Seçilen bir bloğa ELB uygulandıktan sonra yeniden değerlendirildi. Bulgular: Olguların 49’u Erkek (%63,6), 28’i Kadın (%36,4), E/K oranı: 1,75 idi. Yaş ortalaması 63,5 (29-101) yaş idi. Ortalama tümör çapı 4,85 cm (1-11 cm) idi. Olguların 6’sı (%7.8) high grade, 71’i (%92.2) low grade histolojik dereceye sahipti. Olguların patolojik T evreleri sırasıyla, 3 olgu pT1 (%3,9), 14 olgu pT2 (%18,2), 50 olgu pT3 (%65), 10 olgu pT4 (%12,9) idi. Patolojik N evreleri sırasıyla, 2 olgu pNx (%2,6), 57 olgu pN0 (%74), 14 olgu pN1 (%18,2), 4 olgu pN2 (%5,2) idi. ELB yapılan preparatlar yeniden değerlendirildi. 77 olgunun 6’sında (%7,8) ELB boyama sonrası Vİ tespit edildi. Sonuç: Çalışmamızda ELB ile Vİ tespit edilen olgularda, oblitere olmuş damar duvarlarında tümörü çevreleyen alanın desmoplastik stroma lehine değerlendirildiğini gözlemledik. Sonuç olarak H E kesitlerde Vİ bulunmayan olguların tamamına ELB gibi damar duvarı belirleyicilerinin uygulanmasını önermekteyiz. Böylece hastanın tedavi protokolünü ve sağ kalımını etkileyen Vİ’nin yorumlanmasında oluşabilecek hatalar azaltılmış olacaktır.
ISSN:2146-409X
DOI:10.31832/smj.1016076