Zaman ve Mekânın Şiirsel İmgelemi: Mardin’de Ara Mekânlar

Bu çalışma, mimaride zaman ve mekân sürekliliğinin ara mekânlarda kurulduğu fikrini ve bunun şiirsel imgelem yoluyla kavranabilir hale geleceğini savunmaktadır. Ara mekânlar karşıtlıkları olan dayatmacı bir anlayış yerine, mekânlar arası bütünlüğü ve akıcılığı sağlayan ‘arada’lık durumlarıyla kabul...

Ausführliche Beschreibung

Gespeichert in:
Bibliographische Detailangaben
Veröffentlicht in:IDA: International design and art journal 2019-12, Vol.1 (1), p.1-12
1. Verfasser: Zeynel DÜNDAR
Format: Artikel
Sprache:eng
Schlagworte:
Online-Zugang:Volltext
Tags: Tag hinzufügen
Keine Tags, Fügen Sie den ersten Tag hinzu!
Beschreibung
Zusammenfassung:Bu çalışma, mimaride zaman ve mekân sürekliliğinin ara mekânlarda kurulduğu fikrini ve bunun şiirsel imgelem yoluyla kavranabilir hale geleceğini savunmaktadır. Ara mekânlar karşıtlıkları olan dayatmacı bir anlayış yerine, mekânlar arası bütünlüğü ve akıcılığı sağlayan ‘arada’lık durumlarıyla kabul edilmektedir. Varoluşunu, içinde deneyimleyen insana kendini sunarak kazanan mekân, özne olan insan ile karşılıklı bir etkileşim halindedir. Bu etkileşim, zaman faktörüyle sağlanmaktadır. Böylece, zaman ve mekânın birbirinden bağımsız veya ayrı ayrı düşünülemeyeceği, insanların mekânda aslında zamanı deneyimlediği anlaşılmaktadır. Bu anlayış matematik veya geometrik kesin hesaplar yerine, fenomenoloji ile elde edilebilir. Günümüze kadar geleneksel Mardin mimarisi üzerine pek çok envanter çalışması yapılmıştır. Bu çalışmaların büyük çoğunluğu niceliksel araştırmalardır. Bu araştırmalardan mimari bir öğenin yapım tekniğinden, biçimsel veya tarihiyle ilgili pek çok veri elde edilmeye çalışılmaktadır. Fakat bu çalışmalar formal, yapım tekniği, ölçü veya tarihle ilgili olarak kullanıcının deneyimlemesini içermeyecek şekildedir. Bu çalışmanın yöntemi olan fenomenoloji ile insanın mekânla olan deneyiminin sonucu mekânın “yer” olarak evrildiği ontolojik temelde açığa çıkarılmaya çalışılmıştır. Böylece kartezyen düşüncedeki epistemolojik anlayışlar eleştirilerek Heidegger’in geliştirdiği fenomenolojik düşünceye ve insanın mekândaki varlığına dair yeni tartışmalar yakalanmaya çalışılmıştır. Günümüzde kentsel ölçekten iç mekân tasarım ölçeğine, “yer”den kopmamıza neden olan uygulamalar, özne ile mekân arasında ve mekân ile mekân arasında kesin sınırlar çizerek sürekliliği kaybettirmektedir. Modernizm, tam anlamıyla kavrayamadığı zamanı parçalara böldüğü gibi, mekâna da sınırlar getirerek hâkim olmaya çalışmaktadır. Bu bağlamda biçimsel kaygılar taşıyan modernizm, mekânlara mutlak tanımlamalar getirerek biçim ve işlevsellik açısından mekânları sınırlandırmaktadır. Fenomenoloji ise, mekânı insan anatomisi gibi bir bütün olarak görerek, sürekli kendi içinde birbirine akan, gerektiğinde mekâna genişleyen bir organizmaymış gibi yaklaşmaktadır. Bu yaklaşım şiirsel bir dille yapılmaktadır. Özne, bu şiirsel yaklaşımla birlikte, mekânı çeşitli işlevler / eylemler için farklı bakış açılarıyla deneyimleyebilme imkânına sahip olmaktadır. Böylece mutlak sınırlarla tanımlanmamış mekân, zaman içinde geçici sınırlarla şekillenebilmektedir.
ISSN:2687-5373