Mehmed Saîd’in Kasîde-i Hamriyye Şerhi: Tarab-engîz
Mutasavvıf şair İbn-i Fârız’ın şarap üzerinden ilahî aşkı anlattığı Kasîde-i Hamriyye isimli eseri İslam dünyasında büyük rağbet görmüş; müteaddit defa Arapça, Farsça ve Türkçeye çevirisi yapılmıştır. Dâvûd-ı Kayserî (ö. 751/1350), Kemâl Paşazâde (ö. 940/1534), Abdülganî en-Nablusî (ö. 1143/1731), İ...
Gespeichert in:
Veröffentlicht in: | Cumhuriyet ilahiyat dergisi 2019-06, Vol.23 (1), p.395-413 |
---|---|
1. Verfasser: | |
Format: | Artikel |
Sprache: | eng |
Schlagworte: | |
Online-Zugang: | Volltext |
Tags: |
Tag hinzufügen
Keine Tags, Fügen Sie den ersten Tag hinzu!
|
Zusammenfassung: | Mutasavvıf şair İbn-i Fârız’ın şarap üzerinden ilahî aşkı anlattığı Kasîde-i
Hamriyye isimli eseri İslam dünyasında büyük rağbet görmüş; müteaddit defa
Arapça, Farsça ve Türkçeye çevirisi yapılmıştır. Dâvûd-ı Kayserî (ö. 751/1350),
Kemâl Paşazâde (ö. 940/1534), Abdülganî en-Nablusî (ö. 1143/1731), İbn Acîbe
(ö. 1224/1809) gibi âlimler mezkûr kasîdeyi Arapça olarak açıklarken; Ali b.
Şihâbiddin el-Hemedânî (ö. 786/1385), Molla Câmî (ö. 898/1492), İdris-i
Bitlisî (ö. 926/1520) gibi şairler Fars diliyle şerh etmişlerdir. Abdüsselâm b.
Numan b. Halil (ö. 1000/1592[?]), İsmail Ankaravî (ö. 1041/1631), Abdülmecîd-i
Sivasî (ö. 1049/1639), Alâiyeli Kara Mustafa Hulûsî (ö. 1304/1886), Ahmed Sâfî
(ö. 1344/1926), Mehmed Nâzım (ö. 1345/1926) ve Tâhirü’l-Mevlevî (ö. 1371/1951)
gibi müellifler ise Türkçeye çevirmişlerdir. Kasideyi Türk diline
kazandıranlardan biri de XIX. yüzyılda yaşamış olan Üsküdar Selimiye Tekkesi
şeyhi Mehmed Saîd Efendi’dir. Onun Tarab-engîz isimli eseri, Kasîde-i
Hamriyye’nin süslü nesirle yazılmış, muhtasar bir şerhidir. Bugüne kadar
yapılan çalışmalarda mezkûr eser, kısmen ele alınırken, müellifinin kimliği ve
şahsiyetinden hiç söz edilmemiştir. Bu makalede, Mehmed Saîd Efendi’nin hayatı
ve şahsiyeti ele alınmış, eserinin transkripsiyonlu metni verilerek incelemesi
yapılmıştır.Özet: İslâmiyet’in etkisinde gelişen Türk
edebiyatında telif eserlerin yanında tercüme ve şerh türü eserler önemli bir
yer tutmaktadır. X. asrın başından itibaren İslam dairesine giren Türkler, yeni
dinlerini öğrenmek ve gereklerini tatbik edebilmek için hemen her dönemde
tercüme faaliyetlerinde bulunmuşlardır. Aynı kültür ve medeniyet havzasında
bulunmaları sebebiyle İslamiyet’i genelde İranlılardan öğrenen ve Farsçanın
etkisinde kalan yeni dinin müntesiplerinin, doğrudan işin kaynağına yönelerek
Arapçadan çeviriler yaptıkları da görülmektedir. Başlangıçta dinî alanda olan
bu faaliyet, zamanla sosyal, kültürel ve edebî hayata yansımış; -Fars
klâsikleri gibi- Arap edebiyatının bilhassa önemli kasîdeleri, ediplerimiz
tarafından Türk diline aktarılmıştır. Ka‘b b. Züheyr’in (ö. 24/645) Kasîde-i
Bürde’si, Ebu’l-Feth Büstî’nin (ö. 400/1010) Kasîde-i Nûniyye’si,
Tantarânî’nin (ö. 485/1092) Kasîde-i Tantarâniyye’si, İbnü’n-Nahvî’nin
(ö. 513/1119) Kasîde-i Münferice’si, Ali b. Osman el-Ûşî’nin (ö.
575/1179) Kasîde-i Emâlî’si, Muhammed b. Saîd el-Bûsîrî’nin (ö.
695/1296) Kasîde-i Bür’e isimli meşhur kasîdesi bu tür eserlerdendir.Âşıkların sultanı namıyla mevsuf mutasavvıf şair İbn |
---|---|
ISSN: | 2528-9861 2528-987X |
DOI: | 10.18505/cuid.546912 |