Mâtürîdî’nin müfessirlerin çoğunluğunun görüșüne muhalif yorumları ve gerekçeleri

Kur’ân’ın anlaşılıp yorumlanması sürecinde ilk dönemden bugüne farklı tefsir ve te’villere sıkça rastlanır. Literatürde farklı yorumlar karşısındaki hareket tarzına yönelik bazı ilkelerin geliştirildiği görülmektedir. Bu bağlamda müfessirlerin çoğunun tercihine mazhar olan görüşler değer bakımından...

Ausführliche Beschreibung

Gespeichert in:
Bibliographische Detailangaben
Veröffentlicht in:Diyanet ilmi dergi 2019-09, Vol.55 (3), p.715-749
1. Verfasser: Maden,Şükrü
Format: Artikel
Sprache:ara ; tur
Schlagworte:
Online-Zugang:Volltext
Tags: Tag hinzufügen
Keine Tags, Fügen Sie den ersten Tag hinzu!
Beschreibung
Zusammenfassung:Kur’ân’ın anlaşılıp yorumlanması sürecinde ilk dönemden bugüne farklı tefsir ve te’villere sıkça rastlanır. Literatürde farklı yorumlar karşısındaki hareket tarzına yönelik bazı ilkelerin geliştirildiği görülmektedir. Bu bağlamda müfessirlerin çoğunun tercihine mazhar olan görüşler değer bakımından güçlü ve yol gösterici kabul edilmiş, ona muhalefet etmemeye önem verilmiştir. Cumhûru’lmüfessirîn, âmmetü ehli’t-te’vîl veya ekseru’l-müfessirîn gibi ifadelerle nitelenen bu yorumların sonraki yorumlar üzerinde etkili olduğu müfessirlerin tercihlerinden anlaşılabilmektedir. Bu müfessirlerden Ebû Mansûr el- Mâtürîdî (ö. 333/944), müfessirlerin genelinin kabulünü kazanan görüşleri özellikle belirtmiş ve çoğunlukla da onlarla aynı çizgide yorumlar yapmıştır. Ancak onun bazı durumlarda müfessirlerin çoğunluğuna muhalefet ettiği görülmektedir. Çalışmada Mâtürîdî’nin müfessirlerin geneline yönelttiği itirazlar incelenmekte, onu bu tür farklı yorumlara götüren delil ve dayanaklar tespit edilmeye çalışılmaktadır. Mâtürîdî’nin murâd-ı ilâhî, kelâmî konular, nüzûl sebepleri ve kıssalar üzerine yoğunlaşan farklı tercihlerinde, zâhirî anlam ve siyak gibi dile dayalı esaslar ile Kur’ân bütünlüğü, aklî gerekçeler, inanç esasları ve tarihî vakıaya uygunluk gibi ilkelerin belirleyici olduğu anlaşılmaktadır.
ISSN:1300-8498
1300-8498
DOI:10.61304/did.559810