İlk Dönem Eş‘arî Kelâmcılarını Âdet Teorisini Kabule Sevk Eden Âmiller
Kelâm ilmi Allah’ın varlığı ve sıfatlarını ispatlamayı amaçlamaktadır. Bu amaç etrafında kelâmcılar, duyulur âlemden gaybî alana yönelen bir yöntem benimsemişlerdir. Kıyâsü’l-ğāib alâ’ş-şâhid şeklinde isimlendirilen bu yöntem, muhaliflerle yapılan tartışmalarda ortak bir zemin oluşturmuştur. Çünkü d...
Gespeichert in:
Veröffentlicht in: | Kader (Online) 2023-06, Vol.21 (1), p.165-198 |
---|---|
Hauptverfasser: | , |
Format: | Artikel |
Sprache: | eng |
Schlagworte: | |
Online-Zugang: | Volltext |
Tags: |
Tag hinzufügen
Keine Tags, Fügen Sie den ersten Tag hinzu!
|
Zusammenfassung: | Kelâm ilmi Allah’ın varlığı ve sıfatlarını ispatlamayı amaçlamaktadır. Bu amaç etrafında kelâmcılar, duyulur âlemden gaybî alana yönelen bir yöntem benimsemişlerdir. Kıyâsü’l-ğāib alâ’ş-şâhid şeklinde isimlendirilen bu yöntem, muhaliflerle yapılan tartışmalarda ortak bir zemin oluşturmuştur. Çünkü duyulur âlem inkâra mahal vermeyecek şekilde insan algısına açıktır. Bundan hareketle Eş’arî kelâmında “Allah dışındaki her şey” şeklinde tanımlanan âlem hem yapı hem işleyiş itibariyle ele alınmaya çalışılmıştır. Kelâmcıların belirledikleri ilkeler etrafında âlemin cevher, araz ve cisimlerden oluştuğu söylenmiştir. Bahsi geçen varlıklar en temelde birbirine, ayrıca daha üst bir iradeye bağımlı bir şekilde kurgulanmıştır. Eş‘arî gelenek bu kurgudan hareketle âlemin işleyişini âdet teorisi ile açıklamayı tercih etmiştir. Hatta onların âleme ve Allah’a yönelik temel kabulleri bu tercihi zorunlu kılmıştır. Çünkü onlar Allah’ı mutlak irade ve kudret sahibi fâil-i muhtar bir ilah olarak tasavvur etmektedir. Âlemde akıl tarafından imkânsız görülen olay ya da durumlar haricindeki her şey, O’nun kudreti dâhilindedir. Bu yönüyle âlem mümkünler mecrası şeklinde nitelenmektedir. Özellikle arazın bâkî olmayan yapısından hareket eden Eş‘arî gelenek, arazların her an yeniden yaratılması gerektiği görüşünü ısrarla savunmaktadır. Bu temel savunu da âlemin Allah’a olan bağımlılığını tümüyle gözler önüne sermektedir. Bu temel kabuller üzerine inşa edilen âdet teorisi, mutlak irade ve kudret sahibi Allah’a herhangi bir sınırlama getirmeden âlemin işleyişini özgün bir şekilde açıklamaktadır. Eş‘arî geleneği birebir yansıtan bu teori, onların başta Allah-âlem ilişkisi olmak üzere tüm kelâmî meseleleri tutarlılık içinde açıklamalarına olanak sağlamaktadır. İşte bu çalışma ilk dönem Eş’arî geleneği âdet teorisini kabule sevk eden temel ilkeleri başlıklar halinde ele alarak irdelemeyi amaçlamaktadır. Bu amaç etrafında literatür taraması yapılarak tespit edilen ilk dönem Eş’arî kelâmcıların görüşleri incelenmiş, konu bağlamında yorumlanmıştır.
The science of Kalām aims to prove the existence and attributes of Allah. For this purpose, the theologians adopted a method that turns from the sensible universe to the unseen universe. This method, named as qiyāṣ al-ğāib alā alā al-shāḥid, created a common ground in the discussions with the dissenters. Because the sensible universe is open to human perception in a way that does not allow for denial. From this point of view, the universe, which is |
---|---|
ISSN: | 2602-2710 2602-2710 |
DOI: | 10.18317/kaderdergi.1283532 |