ANADOLU VE RUMELİ COĞRAFYALARINDA FÜTÜVVET-AHİLİK DÜŞÜNCESİ İLE Şİİ-BEKTAŞİ-ALEVİ İNANÇ TELAKKİLERİNİN ETKİLEŞİMİ

Bu çalışmanın amacı, Anadolu ve Rumeli coğrafyalarının Türkleşme ve İslamlaşma sürecinde Fütüvvet-Ahilik hareketi ile Şii-Bektaşi-Alevi hareketinin etkileşim noktalarını tespit etmektir. Bu maksatla, sırasıyla Bektaşi-Alevi tarzı inanç telakkilerinin Türkmen boyları üzerindeki tesiri, Fütüvvet-Ahili...

Ausführliche Beschreibung

Gespeichert in:
Bibliographische Detailangaben
Veröffentlicht in:Türk Kültürü ve Hacı Bektaş Velî Araştırma Dergisi 2024-12 (112), p.37-64
1. Verfasser: Erdem, Ekrem
Format: Artikel
Sprache:ger ; tur
Schlagworte:
Online-Zugang:Volltext
Tags: Tag hinzufügen
Keine Tags, Fügen Sie den ersten Tag hinzu!
Beschreibung
Zusammenfassung:Bu çalışmanın amacı, Anadolu ve Rumeli coğrafyalarının Türkleşme ve İslamlaşma sürecinde Fütüvvet-Ahilik hareketi ile Şii-Bektaşi-Alevi hareketinin etkileşim noktalarını tespit etmektir. Bu maksatla, sırasıyla Bektaşi-Alevi tarzı inanç telakkilerinin Türkmen boyları üzerindeki tesiri, Fütüvvet-Ahilik düşüncesi ile Şii-Bektaşi-Alevi düşüncesi arasında inanç motifleri bakımından etkileşim noktaları, fütüvvetnamelerin Şiileşmesi ve Ahilik üzerine tesiri ve Ahiliğin zaafa uğramasında Şii ve bâtıni görüşlerin etkisi incelenmiştir. Fütüvvet hareketinin özellikle Fars ve Anadolu Türk bölgelerindeki yapılanması süreçlerinde Şii-Bektaşi-Alevi hareketleri ve onların inanç ve ritüelleriyle daha fazla etkileşim halinde olduğu anlaşılmaktadır. O bakımdan, Farsça ve Türkçe fütüvvetnamelerde ve Ahiliğin diğer bazı kaynaklarında Şii inanç telakkilerinin etkisini yoğun bir şekilde görmek mümkündür. Hele bazı kaynaklarda bu tesirin ileri düzeyde bir Safevî tarzı bir siyasi propaganda diline dönüştüğü söylenebilir. Her ne kadar etkileşimin iki yönlü olması mümkün olsa da bizim de paylaştığımız baskın görüş, Şii-İmamiye-Bektaşi-Alevi akîdelerinin ve ritüellerinin zamanla fütüvvetnamelere sirayet ettiği, hatta bu belgelerde hâkim bir dil haline geldiği ve bunun Fütüvvet ve Ahilik geleneğinin pratiklerine de intikal ettiği yönündedir. Nitekim fütüvvetnamelerdeki silsile, ritüeller ve adap kuralları Sünni-sufi gelenekten ziyade Şii-Bektaşi geleneğe çok daha yakın durmaktadır. Fakat, bazı araştırmacılar ‘takiyye’ olarak değerlendirse de daha sonraki asırlarda bu eserlerin elle yazılan kopyalarında siyasi otoritenin (ve muhtemelen halkın) da talebiyle Sünni bir karakter kazanmaya başlamıştır. Netice itibariyle, pek çok fütüvvetnamede yer alan bu tür bilgilerin ister bilmeden isterse propaganda amacıyla yazılsın Fütüvvet-Ahilik anlayışının ve teşkilatının zamanla zaafa ve itibar kaybına uğramasında bize göre önemli payının olduğu aşikardır. Başka bir deyişle, Ahilik geleneğinin sonraki asırlarda devlet ve millet nezdinde saygınlığını koruyamamasının sebeplerinden birini de Şii ve bâtıni görüşlerin etkisinin artmaya başlamasında aramakta fayda vardır. Nitekim özellikle 16. asırdan itibaren Osmanlı ulemasının ve Sünni sufi zümrelerin Ahilere daha mesafeli bir tutum aldıkları bilinmektedir.
ISSN:1306-8253
DOI:10.60163/tkhcbva.1495893