Kızamık Hastalığı ve Bağışıklamasında Göz Ardı Edilen Grup: Genç Erişkinler
Kızamık, Rubeola virüsünün sebep olduğu, sıklıkla çocukluk çağında görülen ve oldukça bulaşıcı akut bir enfeksiyondur. Hastalık ateş ve makülo-papüler döküntü ile karakterizedir. Virüsün insan dışında rezervuarı olmayıp, tek doğal konağı insandır (1). Kızamık, aşı ile önlenebilir hastalıklar içinde...
Gespeichert in:
Veröffentlicht in: | Harran Üniversitesi Tıp Fakültesi Dergisi 2024-04, Vol.21 (1), p.138-142 |
---|---|
Hauptverfasser: | , |
Format: | Artikel |
Sprache: | eng |
Online-Zugang: | Volltext |
Tags: |
Tag hinzufügen
Keine Tags, Fügen Sie den ersten Tag hinzu!
|
Zusammenfassung: | Kızamık, Rubeola virüsünün sebep olduğu, sıklıkla çocukluk çağında görülen ve oldukça bulaşıcı akut bir enfeksiyondur. Hastalık ateş ve makülo-papüler döküntü ile karakterizedir. Virüsün insan dışında rezervuarı olmayıp, tek doğal konağı insandır (1). Kızamık, aşı ile önlenebilir hastalıklar içinde en bulaşıcı olanıdır. Hava yolu ile bulaşması bulaştırıcılığını arttıran önemli faktörlerden birisidir. Hastalar döküntünün başlamasından dört gün öncesine ve dört gün sonrasına kadar bulaştırıcı kabul edilmektedir. Bir hasta 16-18 kişiyi enfekte edebilir. Genel olarak iyi seyirli bir çocukluk çağı hastalığı olarak bilinse de, ciddi komplikasyonlarla ölüme neden olabilmektedir. Beş yaş altındaki çocuklarda çok önemli olmakla birlikte, 20 yaş üzerindeki erişkinlerde de görülmektedir. Kızamık virüsü için kaynak sadece insan olduğu için eliminasyonu mümkün olan bir hastalıktır. Kızamık virüsü ılıman bölgelerde genellikle kış ayları sonunda ve bahar aylarında yayılım göstermektedir (2). Aşılama, kızamık hastalığından korunma ve hastalığın kontrolünde bilinen etkili bir yöntemdir (3). Yaş arttıkça kızamık seroprevalans düzeyinin arttığı ve bu artışın 30 yaş ve üzerinde daha belirgin olduğu literatürdeki birçok çalışma ile açıkça gösterilmiştir. 18-30 yaş aralığındaki genç erişkin bireylerin kızamık seroprevalans düzeylerinin diğer yaş gruplarına kıyasla belirgin düşük olduğu görülmektedir. Ancak, yetişkinlerdeki bu seroprevalans düşüklüğü bir yetişkin sağlığı sorunu olarak algılanmamalıdır. Bu yürütülmekte olan GBP sorunu ya da çocukluk dönemi aşılama sorunlarının bir uzantısı olarak görülmeli ve buna göre uygulamalar gözden geçirilmelidir.
Salgını önleme konusunda birinci basamak sağlık hizmetlerine önemli görev düşmektedir. 18-30 yaş aralığındaki bireylere catch-up (yakalama) aşılama yöntemi ile ekstra doz kızamık aşısı uygulanmasının yeniden değerlendirilmesinin gerekli olabileceğini düşündürmektedir. Catch-up aşılaması sonrası %95’in altında aşılama oranında kalmış yerler var ise Mop-up aşılama yöntemine geçilip, kapı kapı dolaşarak catch-up kampanyasında aşılanmamış bireylerin aşılanması sağlanmalıdır.
Salgının bir diğer nedeni de son yıllarda hem dünyada hem de ülkemizde artış gösteren aşı redleridir. Aşı redlerinin ülkemizde en çok Güneydoğu Anadolu bölgesinde olduğu bilinmektedir (26). Aşı redlerine karşı önlem amacıyla aşılamanın önemi mutlaka ailelere kavratılmalı ve aşı takviminin 2 yaşında bitmediği, okul döneminde de devam ettiği söylenmelidir. Kızamığın |
---|---|
ISSN: | 1304-9623 |
DOI: | 10.35440/hutfd.1450742 |