Seçme Hakkının Yaş Bakımından Sınırlanması ve Osmanlı-Türkiye Anayasacılığındaki Evrimi

Siyasal haklar kategorisi, birey ve devlet arasındaki köprüyü kurar. Seçme ve seçilme hakları ise, bu kategoride yer alan haklardandır. Bu haklar, bireyin devletin oluşumu ve karar alma sürecine katılımına da katkı sağladığı için, demokrasinin zorunlu unsurlarıdır. Önceleri yalnızca erkeklerin belli...

Ausführliche Beschreibung

Gespeichert in:
Bibliographische Detailangaben
Veröffentlicht in:Marmara Üniversitesi Hukuk Fakültesi Hukuk Araştırmaları Dergisi 2021-12, Vol.27 (2), p.983-1012
1. Verfasser: SEZER, Abdullah
Format: Artikel
Sprache:eng
Online-Zugang:Volltext
Tags: Tag hinzufügen
Keine Tags, Fügen Sie den ersten Tag hinzu!
Beschreibung
Zusammenfassung:Siyasal haklar kategorisi, birey ve devlet arasındaki köprüyü kurar. Seçme ve seçilme hakları ise, bu kategoride yer alan haklardandır. Bu haklar, bireyin devletin oluşumu ve karar alma sürecine katılımına da katkı sağladığı için, demokrasinin zorunlu unsurlarıdır. Önceleri yalnızca erkeklerin belli bir kısmına ait olan seçme hakkı, zamanla eşitliğe uygun biçimde herkese tanınmıştır. Böylece, evrensel ilkelerden bir olan genel oy ilkesine ulaşılmıştır. Ancak genel oy ilkesi, makul sınırlar koymayı engellemez. Diğer bir deyişle genel oy, her insanın seçme hakkını kullanması anlamına gelmez. Söz konusu makûl sınırlardan biri de, yaş şartıdır. Seçme hakkı, Anayasa'da 67. maddede düzenlenir. İnsan Hakları Avrupa Sözleşmesi'nde düzenlenmeyen serbest seçim hakkı ise, İnsan Hakları Avrupa Sözleşmesi'ne Ek 1 no.lu protokol madde 3 ile düzenlenmiştir. Bu bağlamda, ülkemizde seçmen yaşı, genellikle düşme eğilimi göstermiştir. Ancak, 1934'teki 18 yaştan 22'ye yükselme hariçtir. Seçme yaşı, 1995 Anayasa değişikliği ile 18 yaşa düşürülmüştür. Seçilme yaşı ise 2017 Anayasa değişikliği ile 17 yaşa düşürülmüştür. Böylece, seçme ve seçilme yaşı eşitlenmiştir. Oy hakkında temel ilke eşitliktir. Eşitlik bağlamında, yaş, seçim türü, vb. açılardan ideal ilkeler geliştirilebilir.
ISSN:2146-0590
DOI:10.33433/maruhad.1024982