KÂMÎ-İ ÂMİDÎ’NİN MİRÂCİYYESİ

Peygamberimiz’in Mescid-i Haram’dan Mescid-i Aksa’ya yolculuğu, oradan da Allah katına çıkarak Mekke’ye geri dönmesi mucizesini genelde didaktik bir tarzda ve müstakil olarak anlatan Mirâciyeler, bazen de Divânlar veya Hz. Peygamber’i konu edinen edebi türler içinde (Nat, Mevlid, Hilye vs.) yer almı...

Ausführliche Beschreibung

Gespeichert in:
Bibliographische Detailangaben
Veröffentlicht in:e-Şarkiyat İlmi Araştırmaları Dergisi/Journal of Oriental Scientific Research (JOSR) 2023-01
1. Verfasser: MERMUTLU, Mehmet Sait
Format: Artikel
Sprache:tur
Online-Zugang:Volltext
Tags: Tag hinzufügen
Keine Tags, Fügen Sie den ersten Tag hinzu!
Beschreibung
Zusammenfassung:Peygamberimiz’in Mescid-i Haram’dan Mescid-i Aksa’ya yolculuğu, oradan da Allah katına çıkarak Mekke’ye geri dönmesi mucizesini genelde didaktik bir tarzda ve müstakil olarak anlatan Mirâciyeler, bazen de Divânlar veya Hz. Peygamber’i konu edinen edebi türler içinde (Nat, Mevlid, Hilye vs.) yer almıştır. 9. yüzyıldan itibaren edebiyatımızda manzum/mensur olarak yer almaya başlayan bu eserler, Kaside ve Mesnevî tarzında karşımıza çıkarlar. Çalışmamıza konu olan Mirâciye’nin de içinde bulunduğu Divân 1280(1863) yılında İstanbul’da taşbaskıyla basılıp yayınlanmıştır. Bir nüshası Süleymaniye Kütüphanesi Tahirağa 522/4 numaradadır. Manzum ve mensur olarak 12 eser kaleme almış olan Kâmî Efendi’nin Divânı’nda yer alan Mirâciye Esleme’l-Minhâc İlâ Selleme Evsâfi’l-Mi‘râc başlığıyla Toplam 130 beyit tutarında ve Kaside şeklinde kaleme alınmış olup, aruzun Mefâ‘îlün Mefâ ‘îlün Mefâ‘îlün veznindedir. Kâmî Efendi eserini yazarken ağdalı denilebilecek bir üslup kullanarak, Arapça ve Farsça kelimeleri, tamlamalar ve terkipleri sıklıkla kullanmaktan kaçınmamıştır. Bazıları neredeyse bütün mısraı kaplayan bir terkip manzumesidir: “Naġam-sāz-ı ḥarı̇̄m-i bezm-i ḫacle Zühre-i zehrā, Şehen-şāh-ı kerem-fermā rumūz-āmuz-ı mā-evḥā, Şehen-şāh-ı serı̇̄r lı̇̄-ma‘allāh mazhar-ı levlāk, O med‘uvv-i tecelli-gāh Ḥażret-i tav‘-ı fermān-ber” Eserde mirâciye konusunu içeren genel bilgiler özellikle mucizelerden bir kaçı (şakka’l-kamer, gittiği her yerde O’na gölgelik olan bulutlar ve Hz. Ebubekir’le beraber sığındıkları mağara girişine güvercinin yuva yapması) sanatkârane bir üslup içerisinde fakat çok da fazla detaya inilmeden aktarılmıştır. Manzumenin son iki beytini Farsça olarak kaleme aldığı görülen Kâmî’nin zaten Farsça ve Arapça dillerine vakıf olduğu bilinmektedir.
ISSN:1308-9633
1308-9633
DOI:10.26791/sarkiat.1183103