Fesleğen (Ocimum basillicum L.)’nin mikro-morfolojik yapılarına ve sekonder metabolit içeriğine kuraklığın etkisi

Kuraklık stresinin fesleğenin (Ocimum basilicum L.) mikro-morfolojik ve fizyolojik parametrelerine etkisini değerlendirmek amacıyla bitkiler kontrollü ortam koşullarında 3 ay boyunca yetiştirilmiştir. Kuraklık uygulamaları 5 günde bir sulama (kontrol grubu), 10 günde bir sulama (1. grup: düşük derecede stres), 15 günde bir sulama (2. grup: orta derecede stres) ve 20 günde bir 100 ml sulama (3. grup: şiddetli stres) yapılmıştır. Stresin en belirgin etkisi olarak orta seviyedeki kuraklık uygulamasında stoma sayısının arttığı ve stomaların küçüldüğü belirlendi. Stresin şiddeti arttıkça bu parametrelerde herhangi bir değişim olmadı. Benzer etki yaprağın her iki yüzeyinde bulunan capitat ve peltat glandular tüylerde de tespit edildi. Kuraklık stresi fitokimyasal içeriğini de etkiledi. Kuraklık stresi uygulamaları arasında önemli farklılıklar gözlenmemesine rağmen, kuraklık uygulamaları ile kontrol grubu arasındaki farklılık önemliydi. Sonuç olarak, uygulamalar arasındaki farklılıklar ile oluşan mikro-morfolojik ve fizyolojik değişimler fesleğen bitkisinin sekonder metabolit üretimini maksimum tutacak sulama düzeyi olarak belirlenmesini sağlamıştır. To evaluate the effect of drought stress on the micro-morphological and physiological parameters of basil (Ocimum basilicum L.), they were grown under controlled conditions for 3 months. Drought treatments were made which irrigation every five days (control group), ten days (group 1: normal stress), fifteen days (group 2: mild stress), and twenty days (group 3: under extreme stress) with 100 ml water. The most noticeable result of stress was found to be an increase in the number of stomata and a lowers in the size of the stomata in mild drought treatments. There was no differences in these parameters as the severity of stress increased. A similar effect appeared in the capitate and peltate glandular trichomes on both surfaces of the leaf. Drought stress also affected phytochemical content. While no significant differences which were observed between drought stress treatments, the difference between drought treatments and the control group was significant. As a result, the micro-morphological and physiological differences brought on by the variations in the applications allowed for the identification of the irrigation application that will maintain the secondary metabolite production of the basil plant at the maximum level.