Avulsiyon sonrası diş kaybı olduğu olgularda güncel tedavi yaklaşımları
Avulsiyon diş hekimliğinde nadir karşılaşılan acil durumlardan biridir. En iyi prognoz dişin hemen replante edildiği durumlarda gözlenir ancak bu sıklıkla mümkün olmaz. Replantasyonun başarısı travmanın üzerinden geçen süre, saklama ortamı gibi pek çok faktörden etkilenir. Uygun koşullar sağlanamadı...
Gespeichert in:
Veröffentlicht in: | Ankara Üniversitesi Diş Hekimliği Fakültesi dergisi 2020-01, Vol.47 (1), p.187-192 |
---|---|
Hauptverfasser: | , |
Format: | Artikel |
Sprache: | tur |
Schlagworte: | |
Online-Zugang: | Volltext |
Tags: |
Tag hinzufügen
Keine Tags, Fügen Sie den ersten Tag hinzu!
|
Zusammenfassung: | Avulsiyon diş hekimliğinde nadir karşılaşılan acil durumlardan biridir. En iyi prognoz dişin
hemen replante edildiği durumlarda gözlenir ancak bu sıklıkla mümkün olmaz. Replantasyonun
başarısı travmanın üzerinden geçen süre, saklama ortamı gibi pek çok faktörden etkilenir.
Uygun koşullar sağlanamadığında iyileşme ankiloz ya da inflamatuar rezorbsiyon şeklinde gerçekleşebilir.
Erken dönemde ankiloz oluşumu alveolar kemiğin gelişimini de etkileyerek ilerleyici
infraokluzyona sebep olabilir. Bu durumda, gelecekte implant uygulanması zorlaşabilir.
Replante dişin inflamatuar rezorbsiyonu ise dişin kaybına neden olabilir. Genç hastalarda anterior
bir dişin kaybı hem fizyolojik hem psikolojik sorunlar yaratır. Bu nedenle ankiloz durumunda
kemik yüksekliğini korumak için dekoronasyon, diş kaybedildiğnde ise premolar bir
dişin transplantasyonu ya da ortodontik mini implant destekli restorasyonların kullanımı gibi
yeni tedavi seçenekleri önerilmiştir. Bu makalede bu yeni yöntemler derlenmiştir. |
---|---|
ISSN: | 1016-8710 |