Bireysel ve Toplumsal Şiddetin Sorgulanması Bir Anket Çalışması
İnsanlık tarihi boyunca ve günümüzde her toplumda varolan ancak ülkemizde yıllardır süregelen anlayış, hoşgörü ve uzlaşma yoksunluğu, ilişki ve iletişim bozukluğu, kavram ve değer çatışmaları sebebiyle daha belirgin olarak ortaya çıkan saldırgan davranışlar ve şiddet eylemleri zaman zaman insan yaşa...
Gespeichert in:
Veröffentlicht in: | Adli tıp bülteni 1999-08, Vol.4 (2), p.54-59 |
---|---|
Hauptverfasser: | , , , |
Format: | Artikel |
Sprache: | eng |
Schlagworte: | |
Online-Zugang: | Volltext |
Tags: |
Tag hinzufügen
Keine Tags, Fügen Sie den ersten Tag hinzu!
|
Zusammenfassung: | İnsanlık tarihi boyunca ve günümüzde her toplumda varolan ancak ülkemizde yıllardır süregelen anlayış, hoşgörü ve uzlaşma yoksunluğu, ilişki ve iletişim bozukluğu, kavram ve değer çatışmaları sebebiyle daha belirgin olarak ortaya çıkan saldırgan davranışlar ve şiddet eylemleri zaman zaman insan yaşamını tehdit eder boyutlara ulaşabilmektedir. Bu çalışmada, toplumda bireyler arasında varolan iletişim şekilleri ele alınarak çeşitli etkenlerin davranış şekillerine yansıma biçimleri irdelenmiştir. Şiddetin toplumsal yaşamda nasıl, ne şekilde ve hangi koşullarda ortaya çıktığı, ne ölçüde kabul edilebilir olarak onaylandığı sorgulanarak şiddetin psikososyal yapısının incelenmesi amaçlanmıştır. Çalışmada, toplumun farklı sosyoekonomik ve sosyokültürel düzeylerinden seçilen çeşitli yaş ve meslek gruplarındaki 171 kişiye 20 sorudan oluşan çoktan seçmeli bir anket uygulanmıştır. Ankete katılan 89 kadın ve 82 erkek 15-70 yaş grubunda bulunup, 59’u üniversite mezunu, 44’ü üniversite öğrencisi, 43’ü ise orta öğrenim eğitimi almış kişilerdir. Olguların 24’ü düşük, 110’u orta ve 37’si yüksek gelir düzeyine sahip olup, 111’i evli ve 99’u çocuk sahibidir. Katılımcıların %44.4’ü toplumda en yaygın şiddetin aile içinde yaşandığını düşünürken, %65.5’i ekonomik sıkıntıların aile içinde yaşanan şiddette en önemli etken olduğunu vurgulamışlardır. Çocuk yetiştirmede çok yaralayıcı olmamak koşulu ile dayak eğitimin bir parçasıdır görüşünü sadece %15.8’i desteklerken %12.9’u bu konuda kararsız kaldıklarını belirtmişlerdir. Zaman zaman bir kişiyi dövmenin rahatlatıcı olabileceği ise ankete katılanların %59.7’si tarafından olumlu olarak yanıtlanmıştır. Kişilerin, özellikle erkek çocuklarının yaşadıkları şiddet deneyimlerinin ileri dönemlerde kendilerini savunmaları için yararlı olduğu görüşü ise sadece %15.8’i tarafından destek bulmuştur. Olguların %85.9’u ise, şiddetin toplumda kabul gördüğü oranda çoğaldığı fikrine katılmıştır. Çalışmamız toplumun her kesiminde, her yaş ve rolde herkesin saldırgan eylemlerden yakındığı, buna karşın bilerek ya da bilmeyerek, isteyerek ya da istemeyerek belirgin şekilde benzer eylemlerde bulundukları veya şiddete göz yumarak bir ölçüde eyleme katıldıkları gerçeğini yansıtmaktadır.Anahtar kelimeler: Şiddet, bireysel şiddet, toplumsal şiddet |
---|---|
ISSN: | 1300-865X 2149-4533 |
DOI: | 10.17986/blm.199942354 |