Sinagogda Sembolik Değere Sahip Kutsal Nesneler

Kutsalın ifade edilmesinde bir araç olarak kullanılan sembol, görünen ve görünmeyen diye adlandırılabilecek iki kısımdan oluşmaktadır. Sembolün görünene kısmı, sembolün maddi anlamda var olan kısmıdır. Somut bir yapıya sahip nesneler, dağ, taş, deniz, ağaç gibi tabiat unsurları, güneş, ay, yıldız gi...

Ausführliche Beschreibung

Gespeichert in:
Bibliographische Detailangaben
Veröffentlicht in:Süleyman Demirel Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Dergisi 2023-06 (50), p.119-136
Hauptverfasser: ÇİFTÇİ, Halit Ahmet, KAÇAR, Furkan
Format: Artikel
Sprache:eng
Online-Zugang:Volltext
Tags: Tag hinzufügen
Keine Tags, Fügen Sie den ersten Tag hinzu!
Beschreibung
Zusammenfassung:Kutsalın ifade edilmesinde bir araç olarak kullanılan sembol, görünen ve görünmeyen diye adlandırılabilecek iki kısımdan oluşmaktadır. Sembolün görünene kısmı, sembolün maddi anlamda var olan kısmıdır. Somut bir yapıya sahip nesneler, dağ, taş, deniz, ağaç gibi tabiat unsurları, güneş, ay, yıldız gibi gök cisimleri, gündelik yaşamda kullanılan araç-gereçler, renkler, iletişim kurmak amacıyla çıkarılan sesler, sembolün bu kısmına örnek olarak verilebilir. Bu bağlamda duyu organları ile algılanabilen her şey sembolün görünen kısmını oluşturma potansiyeline sahiptir. Sembolün diğer kısmı ise görünmeyen kısımdır. İnsanoğlunun akıl yürütme yoluyla ortaya koyduğu tüm düşünceleri, inançları, idealleri ve bir his olarak korkuları, sevinçleri, hüzünleri, endişeleri, umutları sembolün bu kısmına örnek teşkil edebilir. Sembolün ortaya çıkması sembolün söz konusu iki kısmının etkileşimi ile mümkündür. Şöyle ki, insan zihninde ve hislerinde yer edinen olgular daha iyi anlaşılabilmek adına somut varlıklar üzerinde tecilli eder. Bu tecelli ile insan algısına kapalı gibi görünen ya da anlaşılması oldukça zor olan olgular somut varlıklar aracılığıyla kendini ifşa etme olanağı bulur. Sembol de, bahsi geçen etkileşimin neticesinde ortaya çıkan bir tür köprüdür. Bu köprü vasıtası ile insan, soyut olgulardan somut gerçekliklere yolculuk yapma olanağı bulur. Dinler de yapıları gereği sembollere ihtiyaç duymaktadır. Dolayısıyla dinlerin özünü oluşturan itikadı meseleler, dini duygular ve tarihsel anlatılar semboller yoluyla ifade edilmektedir. Bir din olarak Yahudilik de pek çok sembolü içerisinde barındırmaktadır. Bu sembollerin en yaygın kullanıldığı yerlerin başında ise Yahudi mabetleri yer gelmektedir. Yahudilikte mabet geleneğinin Musa döneminde mişkan adı verilen taşınabilir çadır mabet ile başladığı, biblik çağlarda Kudüs’te inşa edilen Süleyman Mabedi ile devam ettiği kabul edilmektedir. Bu tarihsel süreçte mabetteki bazı nesneler ise kullanım amaçlarının ötesine geçerek kutsalın bir tecellisi olarak düşünülmüştür. Dini bir hüviyet kazanan bu nesneler, sahip oldukları kutsallığın da etkisi ile sembolik anlamlarla donatılmıştır. Günümüzde ise Yahudi mabet geleneğinin son şekline karşılık gelen sinagoglar, bu sembolik nesnelere ev sahipliği yapmaktadır. Bir mabet olarak sinagogu, diğer dinlere ait ibadethanelerden ayıran bu nesneler, hem dini hem de milli anlamda Yahudiliğe müstakil bir kimlik kazandırmaktadır. Bu bağlamda sinagogdaki kutsal nesneler, Yahudiliğin çağlar bo
ISSN:2602-2346
2602-2346
DOI:10.59149/sduifd.1219542