Deniz Ürünlerinin Hükmü ve Bu Konudaki İhtilafların Değerlendirilmesi
Müslümanların yeme-içme kültürüne nelerin yenilip nelerin yenilemeyeceği çerçevesinde şekil veren temel kaynaklar Kur’an ve Sünnet’dir. Fakat bu kaynakların yeme-içme konusunda çizdiği çerçeve genel hatlara sahiptir, nispeten göreceli yönler barındırır ve bu nedenle bazı şeylerin tüketilip tüketilem...
Gespeichert in:
Veröffentlicht in: | Ankara Üniversitesi İlâhiyat Fakültesi dergisi 2020-05, Vol.61 (1), p.175-200 |
---|---|
Hauptverfasser: | , |
Format: | Artikel |
Sprache: | eng |
Online-Zugang: | Volltext |
Tags: |
Tag hinzufügen
Keine Tags, Fügen Sie den ersten Tag hinzu!
|
Zusammenfassung: | Müslümanların yeme-içme kültürüne nelerin yenilip nelerin yenilemeyeceği çerçevesinde şekil veren temel kaynaklar Kur’an ve Sünnet’dir. Fakat bu kaynakların yeme-içme konusunda çizdiği çerçeve genel hatlara sahiptir, nispeten göreceli yönler barındırır ve bu nedenle bazı şeylerin tüketilip tüketilemeyeceği konusundaki ihtilaflara zemin hazırlar. Denizden elde edilen ürünlerden hangilerinin hangi şartlar altında helal kabul edilebileceği, bu tartışmaların önemli örneklerinden biridir. “Deniz ürünü” ile kastedilen şey, hayatı tamamen suya bağımlı olan yani suda yumurtlayan veya yavrulayan ve sadece burada beslenebilen, dolayısıyla yaşamı sadece denize bağlı olan canlılardır. Bunları yemenin hükmü konusunda temel olarak iki farklı görüş vardır. Ḥanefīlerin savunduğu birinci görüşe göre deniz ürünleri içinde sadece balıklar yenir. Balıkların yenebilmesi için de avlanmak suretiyle elde edilmesi gerekir. Buna göre kendiliğinden ölmüş ve ölüm sebebi bilinemeyen balıklar yenmez. Ancak ölü olarak elde edilmiş olmakla birlikte hastalık gibi yenmesine engel durum teşkil etmeyen, mesela deniz tarafından kıyıya atılmak gibi bir sebeple öldüğü belirlenen balıklar tüketilebilir. Diğer üç büyük mezhep tarafın-dan savunulan görüşe göre ise “deniz canlısı” vasfına sahip bütün canlılar, hangi yolla elde edilirse edilsin, helaldir; tüketilmelerinde dinen beis yoktur. Hem karada hem de suda yaşayabilen canlıların yenip yenemeyeceği ise bu mezhepler arasında ve hatta her bir mezhebin kendi içinde ihtilaflıdır. Dört mezhep arasındaki bu farklılığa sebep olan temel faktör, konuyla ilgili ayetlerin delaletinin; hadislerin ise delaletlerine ilaveten s̱ubūtlarının da tartışmaya açık oluşudur.
The main source that shapes the Muslim culture of eating and drinking is the phenome-non of religion. But the religion, the Qur’an and the Sunnah in terms of eating and drin-king have a general outline and have relative aspects. For this reason, it prepares the ground for disputes about whether some things can be consumed or not. Which of the products obtained from the sea can be considered halal under which conditions is an important example of these discussions. What is meant by the seafood is the creature that is totally dependent on water, i.e. spawns in the water, gives offsprings to water, and can only be fed here, and therefore has only life bound to the sea. Basically there are two different views on the provision of eating them According to the first view of Hanafi, fish are eaten only |
---|---|
ISSN: | 1301-0522 |
DOI: | 10.33227/auifd.568126 |